Tanıklar:
- Beate K. (Olay gününde yaklaşık olarak olay anı sırasında olay yerinin yakınlarında iki kez iki bisikletli şahıs gördü.)
- Margaret S.-E. (Yaşarı’ı 9 Haziran 2005 sabahı henüz hayattayken gördü.)
- Dr. Lutz B. (9 Haziran 2005 sabahı Yaşar’ın döner büfesinin oradaydı ve orada iki bisikletin durduğunu gördü.)
- Herr Ma. (Seçilen fotoğraf örneklerini tanık Z. ile incelemiş olan kriminal polis)
Bu duruşma gününde İsmail Yaşar cinayetinin birden çok tanığının ifadesi alındı. Özellikle ilk tanık, cinayeti işledikleri sanılan Mundlos ve Böhnhardt’ı oldukça ayrınıtlı şekilde tarif edip kimliklerini teşhis edebildi. Bunu sadece 2011 sonunda yapmamıştı, 2005 senesindeki polis sorgulamalarında bilebu bilgiler vardı. Bunun yanında “Güney Avrupalı” olmadıklarını ikisinin de “açık tenli” olduklarını söyledi. Henüz 2005 yılında kendisine Köln’deki Keupstraße’deki saldırıya dair bir gözetleme kamerasının kayıtları izletildiğind, ikiliden en az birini “oldukça kesin” şekilde tanımıştı.
Duruşma günü 09:50’de başladı. Zschäpe’nin avukatları Heer ve Sturm başlangıçta orada değillerdi. Avukat Stahl Zschäpe’yi öğlene kadar tek başına temsil etti. Müdahil davacılardan İsmail Yaşar’ın annesi ve erkek kardeşlerinden biri oradaydı. Davada zaten görevli olan bir çevirmenin yanısıra bir başka çevirmen de Kürtçe çeviri yaptı.
Nürnberg’den tanık K. ile başlandı. Beate K., İsmail Yaşar’ın öldürüldüğü 9 Haziran 2005’te iki kez ve farklı zamanlarda Nürnberg Scharrerstraße’deki olay yerinin yakınlarında iki bisikletli görmüştü. Günlerden perşembe olduğunu ve sabah oğlunun okulunda bir randevusu olduğunu anlattı. Bisikletiyle yaşadığı sokaktan Zerzabelshofstraße’ye gitmişti. Orada iki bisikletliyi ellerinde bir şehir planıyla görmüştü. Etrafı pek iyi bilmedikleri izlenimini veriyordu bu. Durmayı düşünmüş ama randevusuna yetişmek için devam etmişti. Öğretmenle kısa bir görüşmenin ardından bir kez daha Scharrerstraße’den geçmişti. Çok hızlı araba kullanamamıştı. Yaşar’ın döner büfesinin orada iki adamı bir kez daha görmüştü. Biri diğerinin ssırt çantasına plastik bir poşet içerisinde bir şey koyuyordu. Büfenin orada çalışan adamın her zamanki gibi dışarıda durmamasına şaşırmış ve “Demek ki bir şey halletmesi gerek” diye düşünmüştü. Ondan sonra olanları oğlu eve geldikten sonra duymuştu. Bunun üzerine çıkıp bulduğu ilk polis memuruna gördüklerini anlatmıştı. Zaman sorulunca, dokuz mu on mu olduğu konusunda yanılabileceğini, ama tüm bunların yarım saat içerisinde gerçekleştiğini söyledi. Adamları tarif etmesi gerekse “kuşkonmaz Tarzan” kelimesini kullanırdı. Uzun ve zayıflardı, birinin yelken kulakları vardı, siyah giyinmişlerdi, sırt çantası ve kasket takıyorlardı. Götzl ikisinin de mi kasketi vardı diye sorunca K. tekinin olduğunu söyledi. Ten renklerine bakılırsa güneyden değillerdi: Bir yer söylemesi gerekirse kuzey bölgesinden olduklarını söyleyebilirdi, çünkü biraz solgunlardı. Bisikletler iki erkek bisikletiydi. İkisini ilk kez Zerzabelhofstraße’deki reklam sütununun yakınlarında görmüştü. Orada bisiklet yolunun orada duruyorlardı. Bisiklet yolunu işgal ettiklerinden yavaş sürmesi gerekmişti. Döner büfesinden 50 metre ve yaklaşık 3 dakika uzaktaydılar. Döner standı Scharrerschule’nin çaprazındaydı. Hakim masasının oraya gidip yolu dün tanık N.’ye de gösterilen bir harita kesidinin üzerinde anlattı. İlk karşılaşmanın yaşandığı yer K.’ya göre haritada yoktu. Ama Schloss ve Scharrer sokakları arasında olduğunu onayladı. İkiliyi ilk gördüğünde yandan bakmıştı ama onlar kendisini farketti mi bilmiyordu. Onları belki bir dakika kadar görmüştü. Poşeti sırt çantasına yerleştirdikleri sırada belki bir döner almak istediklerini ama büfenin henüz açık olmadığını düşünmüştü. Öğretmenle görüşmesi 9:45’teydi. İkinci karşılaşmada bisiklet üzerindekilerden birinin sırtı ona dönüktü, diğeriyse onun yönüne bakıyordu, çünkü gelip diğerinin çantasına o nesneyi yerleştiriyordu. Kendisi çantasında hep poşet içerisinde bir şemsiye taşıdığından o nesnenin şemsiye olabileceğini düşünmüştü. Bisikletler tam olarak döner büfesinin yanındaydılar. Büfenin girişinin yan tarafına bir bahçe çitine dayalıydılar. “Bunu neden farkettiğimi sorarsanız, bizim orada da bir inşaat yeri vardı ve iki tarafındaki güvenlik bariyerleri nedeniyle orada çok yavaş sürmek gerekiyordu.”
Nesneyi sırt çantasına yerleştiren adam, kısa bir süre için yüzünü onun tarafına çevirmişti. Ardından eve gitmişti. Öğretmenle görüşmesi 15 dakikadan daha uzun sürmemişti. O sırada kol saati olmadığından okulun saatine bakmıştı. Kendini içgüdüsel olarak hep okulların ve kiliselerin saatlerine göre ayarlıyordu. Adamlarla iki karşılaşması arasındaki zaman 25-30 dakikaydı. K. soru üzerine görüşmesi olan okulun değil Scharrerschule’nin okul saatini dikkate aldığını söyledi. Bu yüzden zamanı o zaman bu kadar kesin olarak biliyordu, bugün artık emin değildi. N. iki erkeğin boylarıyla ilgili olarak 1.80-1.85 arasında olduklarını tahmin ettiğini söyledi. İkisinin de sırt çantası olup olmadığını artık hatırlamıyordu, birinin kesinlikle vardı. Götzl görünüşlerindeki dikkate değer özellikleri sorunca N. birinin biraz kepçe kulakları olduğunu söyledi. Soru üzerine bir güneş gözlüğünü de hatırladı.
Götzl fotoğraf örnekleriyle ilgili soru sordu. K. polis “ziyaretlerinden” birinde -“tanığın ifadesini alma” ya ds “sorgu” kulağa korkunç geliyordu- gösterilen çivili bomba saldırısının video görüntülerinden birinde “o adamı görmüş olduğuna” çok emin olduğunu söylemişti. Götzl hangi adamı görmüş olduğunu sordu. K. boyu posu, kasketi ve kulaklarından dolayı bu kanıya vardığını sçyledi. Oradayken çok emindi, ama “yüzde yüzelli” emin olmadıkça dikkatli olmak gerekiyordu. “Bu Bay bilmemkim, diğeri de Bay bilmemkim” diyemiyordu. Video karesinde tek ve aynı kişi iki kez görünmüyordu, iki kişi vardı ve Nürnberg’de gördüklerine benziyorlardı. Görüntüyü büyüttürmüştü de. Yüz ve kulaklar çok dikkat çekiciydi. Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin resimlerini “tutuklamanın ardından” görmüştü. “Şu evin infilak ettiği” akşam fotoğraflar gelmiş ve orada oğluna bu kişilerin arama ilanındaki kişiler olduğunu söylemişti. Ardından polisin ne zaman kendisini arayacağını merak etmişti. Götzl hangi arama ilanı fotoğraflarından bahsetttiğini sordu. K., robot resimdekilere benzediklerini söyledi. 2005 yılından sonra ara sıra polise bir şeyler olup olmadığını sormuş ama bir zaman sonra konu kapanmıştı. Tutuklanmalarının ardından kendine sunulan fotoğraf örneklerindeki iki adamı tanımıştı. İsimleri aklına gelmiyordu. Bir aranın ardından Böhnhardt ve Mundlos’un isimlerini söyledi. “Ekranlarda uçuşan” fotoğraflar üzerine, bunların gördüğü kişiler olduğunu söylemişti.
Ardından yine zaman konusuyla devam edildi. Götzl K.’ye evi 9:40’da terketmiş olduğu bilgisini verdiğini hatırlattı. Götzl’e göre adamları ilk karşılaşmanın yaklaşık 20 dakika ardından tekrar gördüğünü söylemişti. “Evet, yaklaşık olarak.” Ardından bisikletlerin yeri konuşuldu. Götzl’ün belirttiğine göre bir keresinde bisikletlerin döner büfesinin sol yanında yeşil çizgilerin orada durduğunu ve arka dış tarafa baktıklarını söylemişti. Ama mekanı bir kez daha inceledikten sonra bir sonraki sorgulamada bunu düzeltmişti. Bisikletlerin çitin değil soldaki taş yığının orada olduğunu söylemişti. K. bunu hatırladı taş yığınını hatırlıyordu, çünkü orada kaldırım yapılıyordu. 10:50’ye kadar verilen arada döner büfesinin bir resmi arandı. Takip eden fotoğraf seyrinde K. bir taş yığınına işaret ederek bisikletlerin orada durduğunu söyledi. Götzl’ün söylediğine göre 10 Haziran 2005 yılında yapılan bir sorgu esnasında adamların birinin yanaklarına kadar inan uzunca favorilerinden bahsetmişti. Hangi adamın favorileri olduğunu hatırlıyor muydu bilmek istedi Götzl. K. artık hatırlamadığını söyledi. Götzl, K.’nin zamanında poşeti sırt çantasına tıkan adam olduğunu söylemiş olduğunu belirtti. K. bunu da hatırlamadığını söyledi. Ama iki adamın vücut yapısı ve saçları açısından oldukça benzer, hatta ikiz gibi olduklarına dair vermiş olduğu bilgiyi doğruladı. Böyle hissettiğini söyledi K. Görüntüyü üç veya dört kez izledikten sonra onların gördüğün kişiler olduğuna aslında emin olmuştu. Kafaları “zoomlamış” ve kafa şekli ile kulaklar nedeniyle de bu karara varmıştı. Götzl, K.’nin 2006 yılında bu kişilerin aynı kişiler olduğunu katiyetle söyleyemeyeceğini belirttiğini hatırlattı. K.:”Evet, bu doğru, tutanakta da öyle yazıyor.” Götzl’ün dediğine göre tutanakta gördüğü kişilerin yaşlarının 25 ila 35 arasında değiştiğini tahmin ediyordu. K. bunu doğruladı. Ardından poşet konusuna geçildi. K.’ya göre üzerinde renkli bir yazı olan sarı bir poşetti bu. Yazıyı okuyamamıştı ama “Olymp and Hayes” (fonetik olarak) veya bir giyim markası olan “Olymp and Hades” olabileceğini düşünüyordu. Böyle bir poşeti daha sonra bir kez daha görmüştü. Götzl’ün dediğine göre ilk sorguda sarı ve bükülmüş bir plastik poşetten bahsetmişti. K. şemsiyelerin poşete konup sonra poşetin şemsiyenin etrafına sarıldığını söyledi. Götzl eski ifadesinden okumaya devam etti: 20-25 cm uzunluğundaki bir nesneden bahsedip kendi şemsiyesini içine koyduğunda da aynen böyle göründüğünü söylemişti. Ardından daha fazla resim örnekleri ve K.’ye 2011 yılında gösterilen bir “AZ” gazetesi küpürü incelendi. K. gördüğü resimlerin bu resimler olduğundan emin olmadığını söyledi. Kağıtlardan birinde 2 numaralı Mundlos’a işaret etti. Başka bir kağıttaysa 7 numaralı Böhnhardt’a. Götzl, sorgu sırasında bu kağıtta 2 numaralı kişiyinin (tanımadığı kişi) tip olarak benzer olsa da gördüğü kişi olmadığını anlattığını söyledi. Gazete kupürünün kopyasında Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin tanıdık resimleri vardı. K. bunların ilk olarak gördüğü resimler olduğunu söyledi. Orada ortadaki kişiyi (Böhnhardt’ı) yenide tanımıştı. Ardından yola çıkmak üzere hazırlanmış ve çatısında bisikletler olan arabanın bir fotoğrafı gösterildi. K. resimdeki bisikletleri gördüğü bisikletlerle karşılaştıramayacağını söyledi. Götzl farklı K.’nin resimlerle ilgili farklı ifadelerine değindi. Nesneyi sırt çantasına koyanın hangi kişi olduğu meselesini konuştular. 25 Kasım 2011’de bu konuyla ilgili olarak 2 numaralı kişiden bahsetmişti, 29 Kasım 2011’de ise gazete resminde ortada duran kişiden. K. kendisine çok fazla resim gösterilmiş olduğunu, ikinci kişiyi tanıdığına emin olduğunu söyledi. Götzl o zaman da bu konuyla yüzleştirildiğini ve adamlara baktığında ikisinin de olabileceğini, ikiz gibi göründüklerini söylediğini hatırlattı.
Ardından K.’ye 2011 Aralık ayında bir kez daha izlettirilen Köln’deki Keupstraße’nin video görüntüleri konuşuldu. Götzl’ün söylediğine göre K. kişilerin hareketleri, yapıları ve boyları itibariyle gördüğü kişilerle benzerlik taşıdıklarını söylemişti. Emin olup olmadığı sorusu üzerine yüzlerini görmediğini söylemişti. K., araştırma komisyonunda da (Bavyera Araştırma Komisyonu’na ifade vermişti) verdiği ifadelerin tamamen tutanağa geçirilmemiş ve hatta hafifletilmiş olduğunu söyledi. Böyle demiş mi dememiş miydi bilmiyordu, ama polis “yüzde yüzelli” emin olmadığı sürece emin olduğunu söylememesi gerektiğini belirttiğinden “oldukça emin” ya da “tam emin değil” gibi ifadeler kullanılmıştı. İfadeler hafifletilmişti. Nürnberg’deki adamın yüzüne bakmıştı. “Doğrudan yüzüne bakmak” derken sadece beş saniyeden bahetmiyordu, o sürede belki bir kaç cümle konuşmuş olabilirlerdi.
Müdahil dava avukatı Narin “oldukça emin” tabirini kelimesi kelimesine mi kullandığını sorunca K. bunu onayladı. Bununla çok emin olduğunu kastediyordu. Narin, tanığa videonun izletilmesini rica etti. Avukat Kolloge ise “Google Sokak Görüşü” resimlerinin gösterilmesini istedi. Bu arada avukat Heer ve Sturm’da salona geldiler.
Bir aranın ardından öncelikle video izletildi. Narin’in sorusu üzerine K. bunların kendisine daha önce gösterilmiş olan sekanslar olduğunu, başka görüntülerin izletilmediğini onayladı. Narin, görüntülerin akışı farklı mıydı diye sordu. K. görüntülerin şimdi daha yavaş geldiğini söyledi. Görüntülerde yalnızca bisikleti iten adamı tanıdı. Oraya zoom yapılmasını istedi ve oldukça emin olduğunu söyledi. Avukat Daimagüler, K.’ye kendisine neden görüntülerin gösterildiğinin söylenip söylenmediğini sordu. K. bir çivili bomba saldırısından ve bombanın bisikletlerle taşındığından bahsedildiğini söyledi. Ardında Zerzabelhofstraße’nin “Sokak Görüşü” kayıtları gösterildi. K., adamların ilk karşılaşma sırasında nerede durduklarını gösterdi. Kolloge K.’ye adamların daha önce bulundukları bir yerde bir şeyler arıyor olabileceklerine inanıp inanmadığını sordu. K. bunun sadece spekülasyon olduğunu söyleyerek karşı çıktı. K. o anda adamların çevrelerini pek iyi tanımadıklarını düşündüğünü söyledi.
Avukat Reinecke yeniden fotoğraf örneklerini sordu. K.’ya Türk kökenli kişilerin resimleri de gösterilmişti. Polis nedenini söyledi mi bilmek istiyordu. K. kendisine “Türk mafyasının” olayların arkasında olabileceğine ihtimal veriyor mu diye sormuş olduklarını söyledi. Müdahil dava avukatları, K.’nin açık renk tenden bahsetmesi üzerine polisler bir şey dedi mi bilmek istediler. K. kendisine sadece Türk kökenli kişilerin resimlerinin gösyterilmediğini, resimlerin çoğunda kişikerin alakasız olduğunu, aralarında Yunan, İtalyan ya da İspanyol olduklarını düşündüğü pek çok koyu tenli kişinin de olduğunu söyledi. Polis memurları bu resimlerin dosyaları arasında olduğunu, çok fazla resme bakmanın adetten olduğunu söylemişlerdi. Daha sonra Avukat Stahl söz aldı. Adamın kulaklarından tekinin mi yoksa ikisinin de mi kepçe olduğunu bilmek istiyordu. K. tek bir kepçe kulak hatırlıyordu. Ardından Stahl bunu ilk kez ne zaman anlattığını sordu. K.’nin polisle birlikte hazırladığı iki robot resim gösterildi. Orada kepçe kulaklar görünmüyordu. K. bunu oldukça başlarda tarif etmiş olması gerektiğini söyledi. Stahl’ındediğine göre ilk sorgulamada kepçe kulaklardan bahsetmemişti. K. bunu açıklayamıyordu, sadece aklında kalanları söylüyordu. Sorgu sırasında verdiği ifadeleri kelimesi kelimesine hatırlayamıyordu. Bunun üzerine Stahl Scharrerstraße’nin inşaat yeri nedeniyle sessiz olup olmadığını sordu. K. o gün sadece barikatların orada olduğunu, inşaat gürültüsü olmadığını söyledi.
Wohlleben’in avukatı Klemke, K.’ye 2011 yılındaki ilk sorgulamada öncelikle Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe’nin resimlerinin olduğu gazete kupürünün ve daha sonra seçilmiş fotoğraf örneklerinin gösterildiğini doğru mu anladığını sordu. K. doğru olduğunu söyledi. Müdahil dava avukatı Reinecke, K.’ye gazete kupüründeki resimleri daha önce televizyonda görüp görmediğini sorunca K. görmüş olduğunu söyledi. Haberleri nadiren izliyor ve gazete okumuyordu ama resimleri televizyondan görmüş ve yüzlerden birinin ona tanıdık geldiğini düşünmüştü. Sorgulama 12:28’de sona erdi.
Öğlen arasının ardından 13:40’da tanık Margaret S.-E. ile devam edildi. Tanık, İsmail Yaşar’ı 9 Haziran 2005’de büfesinin önünde açılır kapanır sandalyesinde otururken gördüğünü anlattı. Hava güzeldi. Doktor randevusu vardı ve tramvaya yetişmek istiyordu. Yaşar’ı aceleyle selamlamıştı. Döner büfesinde üzerinde beyaz bir giysi, muhtemelen boyacı giysisi olan başka bir adam daha vardı. Adamın elinde bir nesne vardı. Nesneyi ağız hizasında tuttuğundan döner yemekte olduğunu düşünmüştü. Bu saat 10 ila 11 arasında gerçekleşmişti. “Bay İsmail” diye hitap ettiği Yaşar oradan sıklıkla alışveriş yaptığından kendisini tanımıştı. Onu “çok iyi bir insan, çocukları seven bir insane” olarak tanıyordu. Sokakta bir okul vardı, Yaşar çocuklara hep indirim yapardı. Götzl, o zamanki sorguda 9:53 tramvayını yakalamak istediğini söylediğini hatırlattı. S.-E. satin 10’a doğru olduğunu, belki de aklında doktordaki randevusunun olduğunu söyledi. Sorgu 13:49’da sona erdi. Götzl, bugün dinlenmesi planlanan tanık Z.’nin sorgusunun daha ileriki bir zamanda gerçekleşeceğini duyurdu.
Bir aranın ardından tanık Dr. Luzt B.’nin sorgusuna başlandı. Profesör olan B., Federal İş ve İşçi Bulma Kurumu’nda çalışıyordu. 9 Haziran 2005 akşamüstünde küçük ve orta büyüklükte işletmelerin gelişimine dair bir sunum yapmıştı. Bu alanda iyi bir faaliyet gelişimi vardı, tezi serbest işletme modeliyle kimi faydalar sağlanabileceği yönündeydi. “Döner hastası” olmadığı halde Yaşar’ın büfesinden arada sırada döner alıyordu. S-Bahn’la gelmiş ve kendi kendine “orada mı bir bak” diye düşünmüştü. Tezi “Dönercinin” 09:30’da orada olup hazırlanmaya başlamış olduğuydu. Sunumuna bununla başlamak istiyordu. Ama büfe sahibini görememişti. Ardından Sparkasse’ye gidip para çekmişti. Daha sonra da cinayet haberini almıştı. Götzl B.’nin bisikletleri nerede gördüğünü sordu. B. biraz yol ortasında durduklarını söyledi. Yere yaslanmış olmaları da olasıydı. Tam olarak nerede durduklarını söyleyemiyordu, ama o zaman kendini sorgulayan memurlarla bunu konuşmuştu. Kişileri görmemişti. Sokakların adını tam olarak söyleeymiyordu. Götzl, B.’nin 9:57’de S-Bahn ile Nürnberg-Dürrenhof’a geldiği bilgisini vermiş olduğunu söyledi. B. iş yerine giden başka bir yol daha olduğunu, ama özellikle diğer yoldan gittiğini söyledi. Bisikletlerle ilgili olarak tarifinin çok riskli olduğunu, ama bunların gri ya da siyah dağ trekking bisikletleri de olabileceğini söyledi. Götzl’ün söylediğine göre ifadesinde bisikletlerin kapının sol tarafında durduğunu, döner standının kapısının açık olduğunu söylemişti. B. bunu doğruladı ama üzerinden zaman geçtiğini söyledi. Stand camdandı ve üst kısmı kapalıydı. Böylece meraklı biri içeri baktığında eğilmek mümkündü.
Günün son tanığı sorgulamasına 26. duruşma gününde ara verilen polis memuru Ma. idi. İfadesinde öncelikle bugün artık sorgulanmayacak olan tanık Z.’ye gösterilen bir fotoğraf örnekleri seçkisi konuşuldu. Z. 2005 yılında sokağın karşı çaprazına geçmekte olan iki bisikletli gördüğü ifadesini vermişti. Ardından kendisine Mundlos ve Böhnhardt’ın resimleri gösterilmişti. İlk olarak Mundlos’un fotoğraf dosyası önüne konulmuştu. Z. o anda spontane olarak Mundlos’u işaret edip onu tanıdığını söylemişti. Böhnhardt’ın olduğu resim dosyasına daha çok zaman ayırmış, kişileri incelemiş ve ardından Böhnhardt olmayan bir kişiyi göstermişti. Z. ifadesinde ilk olarak yaya yolundaki bir kadının ardındansa iki bisikletin yolun karşı çaprazına geçtiği bilgisini vermişti. İlki karşıya geçmiş ve daha sonra arkasına bakmıştı, ondan sonra iki bisikletli karşıya geçmişti. Z. bunun ardından aracını sürmeye devam ettiğini ve trafik ışıklarının orada silah seslerini duyduğunu ifade etmişti. Ma.’nın dediğine göre 2011 yılındaki ifadesi 2005 yılından farklıydı, ikinci bisikletli bisikletini ayaktayken karşıya sürmüştü ama iki ifade arasında altı yıl geçmişti. Z.’ye medyadan bir şeyler duyup duymadığını sormuştu. Z. Alman medyasını takip etmediğini söylemişti ve bu Ma. için inandırıcıydı. Ardından seçilen resim örnekleri ve Ma.’nın Z.’nin tepkilerini belgelemiş olduğu formlar incelendi.
Ma. Götzl’ün sorusu üzerine Z.’nin ilk bisikletlinin de ikinci bisikletlinin de arkalarına dönmüş olduklarını anlattığını söyledi. Z. hareketlerini taklit etmişti ve o da bunları not almıştı. Götzl Ma.’ya notlarda Z.’nin gördüğü kişilerin soruşturulmasına çok şaşırdığının yazılı olduğunu hatırlattı. Bu Ma.’ya göre Z.’nin Alman medyasını takip etmediğinin bir kanıtıydı.
Ardından tanık K.’ye gösterilen Köln’eki video görüntüleri konusuna gelindi. Ma.’nın anlattığına göre K.’nin oturma odasında oturmuşlar ve bir laptoptan görüntüleri izletmişlerdi. Görüntüler Bayan K.’ye 2005 yılında da izletilmişti. Bu kişilerin Mundlos ve Böhnhardt olduğuna emin olduğunu söylemişti. Götzl tutanaktan “boy pos itibariyle benzediklerini ama yüzlerine doğrudan bakmadığını” okudu. Ma. normalde tutanakları kelimesi kelimesine tuttuğunu, o zaman öyle demiş olması gerektiğini söyledi. Tutanakla ilgili herhangi bir tartışma olmamıştı. Müdahil davacılar Ma.’ya, videonun Z.’ye de izletiplip izletilmediğini sordular. Ma. bunu bilmediğini söyledi. Eski olaylara bakılıp kimlere sunum yapılması gerektiğine bakılıyordu. Z. için sadece fotoğraf örneklerinin gösterilmesi söz konusu olmuştu ama neden olduğu bilmiyordu. Avukat Narin, Böhnhardt’ın olduğu fotoğraf örnekleri dosyasının bir kez daha gösterilmesini rica etti. Ma.’nın gözüne çarpan bir şeyin olup olmadığını bilmek istiyordu. Ma. Böhnhardt’ın yüz ifadesinin diğerlerinden farklı olduğunu söyledi. Böhnhardt’ın başka resminin olmadığını tahmin ediyordu. Resimler, Federal Kriminal Dairesi’nden Nürnbergli polis memurlarına verilmişti. Avukat Klemke, Z.’den fotoğraf örneklerini incelenmesinden önce kişileri tarif etmesinin istenip istenmediğini sordu. Ma. istenmediğini söyledi. Z. 2005 yılında kişileri tarif etmişti. Klemke, Z.’nin Mundlos’u nasıl tanıdığını öğrenmek istiyordu. Ma. kulaklarının Z.’nin gördüğü adam gibi kepçe olduğundan dolayı tanıdığını düşündüğünü söyledi. Müdahil dava avukatı Lucas bir kez daha fotoğraf örnekleriyle ilgili soru sordu. O zaman da şu an davada incelenmekte olan siyah beyaz sayfaların aynılarının mı incelenmiş olduğunu sordu; Böhnhardt’ın resminin altındaki ikinci satırda “Uwe” yazıyordu. Mahkeme heyeti aynı kişilerin olduğu ama içinde yazı olmayan bir fotoğraf dosyası teslim etmişti. Ma. bu dosyanın gösterilmiş olduğunu söyledi. Lucas: “Bunu öğrenmek istiyordum.”
Duruşma günü 14:36’da sona erdi. 17 Eylül’de devam edilecek.