Tanıklar:
- Mutasam Z. (İsmail Yaşar cinayetinde olay yerinin yakınında iki bisikletli görmüş olan tanık)
- Christina Lo. (Zwickau’da bulunan gazete kupürlerimi inceleyen polis memuresi)
- Nazif Sö. (Habil Kılıç’ın iş arkadaşı)
- Udo Vo. (Kriminal polis, NSU’nun araç kiralamalarını inceledi)
Nürnberg’de gerçekleşen İsmail Yaşar cinayetiyle ilgili olarak iki adamı ve büfeyi gözlemiş ve birden çok silah sesi duymuş ve daha sonra onların nereye ait olduğunu anlamış olan bir tanık vardı. Mutasam Z. günün ilk tanığı olarak dinlendi. Ardından Frühlingstraße’de bulunan 68 gazete kupürünü incelemiş olan bir polis memuresi geldi. Tüm gazete yazıları NSU’nun işlediği suçlarla ilgiliydi, iki tanesinde Beate Zschäpe’nin ve kim olduğu bilinmeyen bir şahsın. parmak izleri tespit edilmişti. Akşamüstü bir kriminal polis araç kiralamaların soruşturma sonuçlarını ayrıntılarıyla anlattı. Araçlar kısmen sanık André E.’nin adına kiralanmıştı ve zamanlamaları cinayetlerle örtüşüyordu.
Duruşma günü 09:50’de başladı. İlk tanık Nürnberg’deki İsmail Yaşar cinayetiyle ilgili gözlemleri olan Nürnberg’den Mutasam Z. idi. Götzl tanığa tercümana ihtiyacı var mı diye sorunca tanık ihtiyacı olmadığını söyledi. Z. 9 Haziran 2005’de OBI’ye alışverişe gitmişti. Ardından arabasıyla dükkanına doğru gitmiş ve Scharrerstraße’ye girmişti. Orada saatte 30 km’den hızlı sürmesi yasaktı. Sparkasse’den sonra hemen büfenin yanında bir yaya kavşağı vardı. Daha sonra araba yolundan karşıya geçen iki bisiklet görmüştü. Diğer taraftan bir kadın geliyordu. Ardından silah seslerini duydu. Ama bununla ilgilenmeyip dükkanına doğru sürmeye devam etti. Saat öğlene geliyordu. Mahkeme heyeti başkanı hakim Götzl sorunca Z. bisikletlilerin soldan sağa doğru sürdüklerini söyledi. Çok yavaş sürdüklerinden sinirine dokunmuşlardı. Yaşlı kadın sağdan sola gitmişti. İlk bisiklet sürücüsünün hemen önünden geçmişti, sürücü orada sağ tarafta durmuş ve diğer bisikletliye bakmıştı. Daha sonra bisiklet sürücülerinin boylarını konuştular. Z. adamların 1.70’den uzun 1.80’den kısa olduklarını söyledi. İlk bisikletli kendisinden (1.73 veya 1.74 cm) uzundu, diğeri kendisi kadar, ama daha güçlü kuvvetliydi. Z. ilk bisikletlinin kıyafetini hatırlayamadığını söyledi. Götzl’ün sorusu üzerine bisikletiyle geçtiği yolu tarif etti: Regensburger Straße’den gelip Scharrerstraße’ye gelmiş, oradan Stephanstraße yönüne sapmıştı. Orada bir ev eşyaları dükkanı vardı. Aracının arka kapısı açıktı, çünkü satın aldığı çalışma tezgahı 2,5 metre uzunluğundaydı. Götzl silah seslerini duyup duymadığını sordu. Z. bir kez ateş edildiğini duymuş, ardından ikinciyi ve sonra da üstüste birden çok kez ateş edildiğini duymuştu. Kaç kez ateş edildiğini saymamıştı. Götzl bu seslerin onun için kesinlikle silah sesi mi olduğunu sorunca Z. öyle olduğu, sesleri Irak’tan bildiğini, orada M16, M18, Bruni ve Kalaşnikofları olduğunu söyledi. Götzl Z.’ye sesleri daha ayrıntılı biçimde tarif edebilir mi diye sordu. Z., Bruni’ye benzediklerini, normal silah sesleri olduğunu söyledi. Götzl’ün sorusu üzerine polise gitmeyi düşünmemiş olduğunu söyledi. Götzl silah seslerinin “bizde” çok alışıldık olmadığını söyleyince Z. Nürnberg’de böyle bir şey olduğunu, Hayvanat Bahçesi yönünde hep böyle seslerin duyulduğunu söyledi. Orada bir polis eğitim merkezi ya da benzeri bir yer vardı. Z. dükkanına gittiğini, ardından uzun süre dükkanının karşısında duran helikopteri gördüğünü söyledi. Komşusu helikopterin orada olduğunu, çünkü büfenin sahibinin vurulduğunu söylemişti. O da silah seslerini duyduğunu söylemişti. Büfenin sahibini bir kez onun televizyonunu tamir ettiğinde görmüştü. Kurbanın karısı daha sonra ona daha sonra ne yaptığını polise anlatabilir mi diye sormuştu. Bisikletliler ve silah sesleri arasında bir bağlantı kurmamıştı. Poliste kendisine yüzlerce fotoğraf gösterilmiş, sadece uzun boylu kişiyi tanımıştı, güçlü kuvvetli olanı değil. Birkaç çocuğun dışında sokakta başka birilerini görmemişti. Götzl bisikletlilerle yaşadığı durumu sordu. İkinci bisikletli çok yavaştı ve bisikletiyle durmuştu, o esnada selede oturmuyordu. Kendisi gerilmiş ve bisikletliye bakmış, bunun üzerine bisikletli de ona bakmıştı. Z. yapmış olduğu bir el sallama hareketini tekrarladı. Bunun üzerine bisikletli “kötü parmağını” kaldırmıştı. Ama bir ayağı yerde ikinci bisikletliyi beklemişti. İkincisi çok yavaş ve sakin şekilde, tatildeymiş gibi sürmüştü. Bisikletlilerin daha sonra ne yaptığını gördü mü hatırlamıyordu. Daha sonra resimler incelendi. Z. ilk olarak bir harita kesidi üzerinde nereden geçtiğini gösterdi. Fotoğraflarda ilk bisikletliyi “yüzde yüz” tanımıştı, ikinciyi değil. İlk fotoğraf seçkisinde Z. Mundlos’u tanımıştı, o ilk bisikletliydi. İkincideyse kimliğini teşhis edemediği Böhnhardt vardı. Götzl Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe isimlerinin ona bir şey ifade edip etmediğini sorunca Z. haberleri izlemediğini, müzisyen olduğunu, klavye ve bas gitar çaldığını söyledi. Z. haberlerden nefret ediyordu, “hepsi yalandı”. Götzl açıkça anlaşmazlık olduğu hissine kapıldı ve o noktada belki de bir çevirmen çağırmanın mantıklı olacağını belirtti ve Z.’ye Türkçe veya Kürtçe konuşmak ister mi diye sordu. Z. cevap verdi: “Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça, ne isterseniz.” Çevirmen Z.’nin yanında yerini aldı. Ardından Götzl Z.’nin aranıyor afişine dönerciye giden iki kişinin resminin olduğu ifadesini okudu. Z. bunun doğru olduğunu söyledi. Olayların aydınlatılmasına katkıda bulunmak istemişti, komşuları ve müşterileri birçok kişinin aynı silahla öldürüldüğünü konuşuyordu. Götzl duvar ilanını gösterdi. Z. benzer olduğunu, üzerinde çizilmiş resimler olduğunu söyledi. İlk bisikletli daha önce göstermiş olduğu kişiydi, afişte resmedilmiş olan değil. Z. hakim masasında aranıyor afişini bir kez daha inceledi. Ardından Götzl Z.’nin 28 Aralık 2011’deki sorgusundan okudu: Z. kendisine ilk olarak gösterilen fotoğraflarda spontane olarak 2 numaları kişiyi (Mundlos) tanımıştı. Ardından Z. aranıyor afişindeki robot resimlerin kendi fikrince aynı kişi olduğunu söyledi, bu esnada bereli bir adamı gösteren sağdaki resmi işaret etti. Z. şahsın benzer olduğunu, ama aynısı olmadığını, bunu söylemiş olabileceğini söyledi. Götzl bisikletlilerin yaşını sordu. Z. tam olarak hatırlamadığını ama 28-29 yaşlarında olduklarını söyledi. Bu daha sonra Götzl tarafından okunan Z.’nin eski bir sorgulamasındaki yaş bilgilerine uyuyordu. Z. orada 25-30 yaş arasında olduklarını söylemişti. İlk kişinin pantolonunu hatırlayamadığını sötledi. İkinci kişinin bir spor pantolunu vardı, cebi bir şeyle doluydu, ağır göründüğü için dikkatini çekmişti. Bisikletler resimdekiler değildi, süspansiyonları ve amortisörleri vardı, kendisinin de böyle bir bisikleti vardı. Götzl Z.’nin ikinci bisikletlinin kısa traşlı veya kesilmiş saçları olduğunu söylemişti. Z. hatırlayamadığını ama ikisinin de kısa saçları olduğunu söyledi. Götzl Z.’nin o zamanlar bisikletin siyah ve turuncu çizgili olduğunu düşündüğünü söylemiş olduğunu belirtti. Z. böyle bir şeyi hatırladığını söyledi. Götzl bisikletin Z.’nin kendi bisikleti gibi çamurlukları olduğunu söylemiş olduğunu okudu. Z. onların ufak çamurluklar olduğunu, afiştekiler gibi büyük olmadıklarını söyledi. Zschäpe’nin avukatı Sturm 15 dakikalık bir ara talep etti. Götzl ara sorgusu bitene kadar bekleyemez mi diye sordu. Sturm konunun bir savunma görüşmesi olduğunu, bekleyebileceğini, ama müvekkilinin konsantrasyon gücünün de önemli olduğunu söyldi. Götzl konsantrasyonunun bir saat daha yetmesi gerektiğini ve Zschäpe’nin görünürde konsantre olamıyor gibi bir izlenim vermediğini söyledi. Sturm kavga çıkarmak istemediğini söyledi. Götzl normalde o sıralarda bir ara verilmesi gerektiğini söyledi. Ama bir sorgu konsepti vardı ve ara vermek için iyi bir nedeni olmalıydı.
Bir kez daha üzerinde Böhnhardt’ın göründüğü ikinci fotoğraf dosyası gözden geçirildi. Ancak tanık kimsenin kimliğini kesin olarak teşhis edemedi. 11:37’ye kadar ara verildi. Ardından öncelikle Hakim Kramer’in Z.’nin bahsettiği silah tipiyle ilgili bir sorusuyla devam edildi. Bir kaç soru sonrasında Z. silahın bir tabanca olduğunu, tüfek olmadığını ve bu silaha Irak’ta “Bronika” diyeceğini söyledi. Müdahil dava avukatı Pınar’ın daha sonraki bir sorusu üzerine Z. böyle bir silahın olduğunu söylemek istemediğini, ama sesinin benzer olduğunu söyledi. Bir müdahil dava avukatı Z.’ye bisikletlilerin tatilde oldukları izlenimine kapılmasının nedenini sordu. Tatildeki kişiler sakin ve rahatlamış olurlar, işe acele etmeleri gerekmezdi. Ama bisikletlilerden biri sağa ve sola yaslanmış ve sanki sokağı satın almış gibi bakmıştı. Carsten S.’in avukatı Hösl, Z.’nin duyduğu gürültünün susturuculu bir silah mı yoksa susturucusuz bir silah mı gibi geldiğini sordu. Z. susturucusuz olduğunu söyledi. Sesi Kalaşnikof gibi gelmemişti, Irak’ta susturucuları yoktu. Silahların sesleri hala kulaklarındaydı.
Ardından Federal Kriminal Dairesi’ne tayin edilmiş olan Merseburg’dan polis memuresi tanık Lo. geldi. Götzl Lo.’nun incelediği adli emanete teslim edilmiş eşyaları sordu. İçlerinde Zwickau Frühlingstraße’de ele geçirilmiş pek çok gazete kupürü vardı. Česká cinayetler serisi ve Köln’deki iki bombalı saldırı ile ilgiliydiler. İki tanesinde Beate Zschäpe’nin parmak izleri ve başka iki tanesinde de elle yazılmış notlar vardı: Köln’deki bombalı saldırıyla ilgili bir gazete haberinin üzerinde “19.1.2001” tarihi ve bir yerde de büyük harflerle “TERN”. Bir bir bisiklet markası veya Tern deniziyle ilgili olabilirdi. Eşyalar kısmen NSU itiraf videosunda da ksıaca görünüyordu. Götzl Lo.’nun Kölnlü “Express” gazetesindeki Keupstraße’ye dair bir haberden bahsettiğini, orada parmak izleri bulunup bulunmadığını bilmek istediğini söyledi. Lo. hangi yazıların üzerinde parmak izleri bulunduğunu ezbere bilmediğini, bunun için raporuna ihtiyacı olduğunu söyledi. Götzl tz’den 30 Ağustos 2001 tarihli bir makaleyi ve orada da parmak izleri oluğ olmadığını sordu. Lo. Dortmund’dan bir gazetede bir parmak izi bulunduğunu söyledi. Adli tıp tutanakları vardı, orada da bir iz bulunmuş olabilirdi, ama ezbere bilmiyordu. Götzl Lo.’nun notlarından yukarı kenarın ortasına doğru suçlu Zschäpe’ye ait olması muhtemel bir parmak izinin bulunmuş olabileceğini okudu. Lo. bunun doğrı olduğunu söyledi. Ocak başında Federal Kriminal Dairesi’nde çalışmaya başlamıştı ve ardından bilirkişi raporunu edinmişti. Daha sonra Dortmunder Zeitung’dan bir haber incelendi. Lo.’nun söylediğine göre bu adli tıp ekibi tarafından üzerinde bir parmak izi bulunan gazete haberiydi. Götzl kayıtlarda Zschäpe’nin parmak iziyle ilgili bir not olmadığını söyledi. Lo. belki hafızasının onu yanılttığını söyledi. Götzl onlarda Kölner Express’deki bir haber üzerindeki daktiloskopik bir izin bulunduğunu söyledi. Lo. 68 gazete kupürü olduğunu, artık tam olarak hatırlamadığını söyledi. Götzl 12:16’ya kadar ara verdi. Ardından Kölner Express’te 11 Haziran 2006’da yayınlanmış bir haberin sağ alt köşesinde daktiloskopik bir iz olduğuna dair bir notu okudu. Lo. eğer öyle yazıyorsa daha önce Dortmund’daki makaleyle ilgili olarak yanıldığını söyledi. Götzl Federal Kriminal Dairesi’nden bir polis raporundan alıntı yaparak izlerin Zschäpe’ye ait olduğunu, sol başparmak ve sol işsaret parmağının iziyle bir iz numarası özdeşliği olduğunu okudu. Müdahil dava avukatı Stolle, gazetelerin dağıtıldığı bölgelerle ilgili araştırmalar yapıldı mı diye sordu. Lo. yapıldığını söyledii ama bu şekilde bir sınırlama yapmak mümkün değildi, çünkü gazeteler tren istasyonları ve havaalanlarında da bulunuyordu. Ancak baskı sayıları araştırılmıştı. Gazetenin örneğin Kassel tren istasyonunda bulunup bulunmadığını bilmiyordu. Avukat Daimagüler bedava dağıtılan gazetelerin de buna dahil olup olmadığını sorunca Lo. onları hariç bırakamadı. Michèle Kiesewetter cinayetiyle ilgili haber Frühlingstraße’deki binada yoktu. Zschäpe’nin avukatı Stahl, Lo.’ya resimleri gazetelerden edindiklerini ve bir şeyin yırtılmış veya altı çizilmiş olup olmadıklarına baktıklarını söyledi. Daha sonra adli tıpçılar daktiloskopik izler olup olmaıdğına bakmışlardı. Bir de 2’den 9’a kadar rakamlar verilmiş 7 not kağıdı vardı, 5 numaralı olan eksikti. Bu rakamlar kimi gazete kupürlerinin de üzerindeydi. Öncelikle sadece dijital hale getirilmiş fotolara bakacaklardı ve onu tamamen okuyamazlarsa orijinal kupürü talep edecekleri. Lo. gazete yazılarının hepsinin duruşma için önemli meselelerle ilgili olduğunu söyledi. Stahl Lo.’ya tüm gazete kupürlerinin verilip verilmediğini sordu. Aslında hepsini incelemişti, sadece kimileri incelenemeyecek kadar hasar görmüşlerdi. Örneğin okunaklılık problemleri olması halinde tüm orijinal kupürlerin yollanmasını talep etmemişti. Lo. Stahl’ın sorusu üzerine tüm 68 gazete haberinde daktiloskopik izlerin arandığını söyledi. İki tanesinin üzerinde Zschäpe’nin izleri bulunmuştu. Başka bir iz olmadığını düşünüyordu, aksi takdirde bilirkişi raporları yollanırdı. Stahl yani 68 gazete kupüründen sadece iki tanesinde izlerin tespit edildiğini ve bunların Zschäpe’ye ait olduğunu söyleyerek anlatılanları özetledi. Lo bunu doğruladı. Gaztee kupürlerinin moleküler genetik açısından da incelenip incelenmediğini bilmiyordu. Stahl Lo.’nun iki daktiloskopik izden hangi kriminolojik sonuçlara vardığını sordu. Lo.: “Bayan Zschäpe’nin bu haberlere parmaklarıyla en azından dokunduğu sonucuna.” Wohlleben’in avukatı Klemke adli emanetten toplamda ne kadar orijinal eşyanın getirtilmek istendiğini sordu. Bunu hatırlamıyordu, ama her zaman yazılı oluyordu. Müdahil dava avukatı Pınar gazete kupürlerinin üzerine basılmış olan rakamları sordu. Lo. bunların cinayetlerle örtüştüğünü, 1’in ilk cinayet olduğunu, 4’ün birkaç kez 4. cinayet, 6’nında birkaç kez 6. cinayet olduğunu söyledi. Bilirkişi çok az malzeme olduğunu söylediğinden el yazıları karşılaştırılamamıştı. Ardından Hakim Götzl bir kez daha sadece bulunanlar Zschäpe’nin parmak izleri mi, yoksa belki de kime ait olduğu belirlenemeyen parmak izleri de bulundu mu diye sordu. Lo. tüm 68 gazete kupürünün incelendiğini ve sadece iki bilirkişi raporunun geldiğini söyledi. Götzl ancak kendisinin önünde içerisinde daha fazla izin kayıtlı olduğu bir olay yeri iz listesi olduğunu söyledi. Başsavcı Weingarten Lo.’ya eğer izlerin kime ait olduğu belirlenmemiş olsa da bilirkişi raporlarının getirilip getirilmeyeceğini sordu. Lo. öyle olduğunu tahmin ettiğini söyledi. Weingarten Lo.’nun içerisinde tespit edilmiş daktiloskopik izlerin bir listesinin olduğu bir bilirkişi raporunu bilip bilmediğini sordu: Lo. sadece Zschäpe’ye ait iki izi bildiğini söyledi. Götzl bunun üzerine daktiloskopik amaçlar için uygun olmayan sekiz izin ve karşılaştırma için uygun olan üç izin bulunduğunu, iki tanesinin kime ait olduğunun tespit edilebildiğini birinin ise edilemediğini kayıtlardan okudu. Lo.:”Bundan haberim yok.” Sorgulama 12:41’de sona erdi.
Avukat Stahl bir açıklamada bulundu. Federal Savcılık Zschäpe’ye yönelttiği suçlamaların hatrı sayılır bir kısmını kapsamlı bir gazete arşivinin bulunduğu tezine dayandırıyordu ve Zschäpe’yi bu arşivin hazırlanmasına katkıda bulunmakla ve bu sayede parmak izlerinin tespit edilebilmesiyle suçluyordu. Ancak 68 gazete haberi bulunmuştu ve bunlardan sadece bilinmeyen sayıda bir kısmı gazete kupürleriydi ve sadece iki tanesinde daktiloskopik izler bulunmuştu. Stahl’a göre eğer bir arşiv olduğu varsayılırsa Zschäpe’nin savunmasına göre bu Zschäpe’nin arşivin hazırlanmasında payı olduğunun kanıtı değil, gazete haberlerine nadir bir kontağının oluşmuş olduğunun kanıtıydı. Aksi takdirde Zschäpe’ye ait çok sayıda izin bulunması belirgin şekilde daha gerçekçi olurdu. Bu yüzden bir kanıt değeri yoktu.
Tanık Sö. ile devam edildi. Cinayet kurbanı Habil Kılıç ile Münih’teki pazar yerinde altı ay boyunca birlikte çalışmıştı. Kılıç aslında süper bir indandı. Kendisi satıcı, Kılıç ise çıraktı. Kılıç satın alınan ürünleri müşterilere teslim ederdi. Gıda dükkanına gideceği için öğlene doğru hep acelesi olurdu. Sö. Kılıç’ın çok akıllı olduğunu söyledi. Cinayetin işlendiği zamanda Kılıç izindeydi, ama izin esnasında da iletişim halindeydiler. Götzl Ağustos 2001 tarihinde Sö.’nün verdiği bir ifadeden üç aydan beri firmada çalıştığını ve insanlarla nadiren Bay Kılıç’la olduğu gibi hızlı ve iyi bir şekilde iletişim kurduğunu söylemiş olduğunu okudu. Son haftalarda iletişimleri mükemmelmişti. Sö. bunları doğruladı. Götzl okumaya devam etti ve işi genellikle Kılıç’ın karısının yürüttüğünü, 17 Ağustos 2001’de kızıyla birlikte Türkiye’ye gittiğini, Kılıç’ın bu nedenle şefinden izin istediğini söyledi. Yine de meyva satın alırken ortadalarda görünmüştü ve her gün pazar yerindeydi. Sadece 29 Ağustos 2001 hariç. Sö. bu dediklerini doğruladı. Götzl Sö.’nn Kılıç’la en son ne zaman iletişime geçtiğini sordu. Sö. şahsi olarak cinayetten iki üç gün önce görüştüklerini, telefonla ise bir gün önce konuşmuş olduklarını söyledi. Götzl eski ifadelerden 29 Ağustos günü Kılıç’ın gelmemesine şaşırdıklarını, Sö.’nün 9:30’da iş telefonundan onu aradığını okudu. Kılıç telefona çıkmıştı ve Sö. ona neden alışveriş yapmaya gelmediğini sormuştu. Ancak Kılıç hemen yanıt vermemişti ve onlar da hemen “eğlenceli ruh hallerine” girmişlerdi. Sö. bunun doğru olduğunu söyledi. Sorgu 12:54’te sona erdi.
Öğlen arasının arsından 14:21’de Borken’den polis memuru tanık Vo. ile devam edildi. Vo. 2012 yılında Nisan ayından Hazirana kadar NSU’nun araç kiralamalarıyla ilgili çalışması için Federal Kriminal Dairesi’ne tayin edilmişti. Kendisine Zwickau’daki yangın enkazında bulunan veya incelenmek üzere sunulan kira sözleşmeleri ile tanık ifadeleri verilmişti. Özetleyici notu yazmıştı ama kendisi “dış soruşturmaları” yürütmemişti. Toplamda 65 kez araç kiralanmıştı. Bunlardan 13’ü Chemnizt’li “Caravanvertrieb H.” firmasından, 49’u tanık Maik S.’in Zwickau’daki arama kiralama şirketinden, ikisi “Caravan Service B.” firmasından ve 2011 yılındaki sonuncusuysa Schreiersgrün’deki K. firmasındandı. 2000 ve 2003 yıllarından olan ilk üç kiralama sanık André E.’nin adınaydı. 2003 yılındaki kiralamayla ilgili olarak üzerinde elle yazılmış ve André E.’nin babasına ait ama tahminen E.’nin kendisinin kullandığı bir numara vardı. Şubat 2004’ten itibaren kiralamalar sanık Holger G.’nin adına gerçekleşmeye başlamıştı. Başlangıçta bir ehliyet vermişlerdi, daha sonra iki farklı pasaport. Holger G. adına kiralanan araçlarda üç cep telefonu numarası verilmişti. Bunlar kontörlü hatlardı ve farklı kişilere aitlerdi. Federal Kriminal Dairesi’nden ayrılmasına kadar ilk üç kiralama gerçekten André E. tarafından mı yoksa André E. adını kullanan başka biri tarafından mı gerçekleşti tespit edilememişti. E.’nin fotoğrafları “Caravanvertrieb H.” firmasına gösterilmiş ama kimliğini tespit eden olmamıştı. Fotoğraflardan Uwe Böhnhardt’ı tanımışlardı, fotoğraflardaki görünüşünün Holger G.’ye benzemesi ve ikisinin taktıkları gözlüğün neredeyse aynı olmasıysa dikkat çekiciydi. Zschäpe Zwickau’daki araç kiralama firmasında tanınmıştı. En azından bir kaç kiralama sırasında orada olduğu, özellikle bir VW T5 kiralanırken orada bulunduğu ortaya çıkmıştı. 2011 senesiydi ve planlanan bir tatil vardı. Firma K.’dan son karavanın kiralanması esnasında da tanık Ar.’nin ifadesine göre Ekim ayındaki ön görüşmede
Zschäpe oradaydı. Bir arama kapsamında Glauchau’daki Firma B.’den Bay Go. Zschäpe’nin 2007-2008 yılları arasında daha sonra gerçekleşmeyen bir kiralama için pazarlık yaptığını hatırlamış ve yetkililere başvurmuştu. Götzl araç kiralama firmasından Bay K.’nin Holger G. ve Zschäpe’yi son kiralamadan hayal meyal tanımış olduğunu okudu. Vo. bunu doğruladı, bu Bayan K. için de geçerliydi. Holger G. ile ilgili olarak Hannover ve Launeau’daki üç adres araştırılmıştı. G. adına yapılan kiralamalarda verilen 0160 kod numaralı cep telefonlarından biri Bay. Mo. adlı birine aitti, bu şahıs Hannover’de bulunmuyordu. 0160 kodlu başka bir numara da Janine Sp. adına kayıtlıydı. Bununla ilgili olarak yangın enkazındaki dosyalar araştırıldı, şahıslar da soruşturulmuş olabilirdi. Avukat Stahl Götzl’e tanığın kendisinin soruşturma yapmamış olduğunu söyledi ve ne hakkında rapor verdiğini sordu. Götzl, Stahl’ın bu ifadeleri nasıl değerlendirdiğinin kendi meselesi olduğunu, kendisinin de gerektiğinde tanık çağırmak için dilekçe verebileceğini söyledi. Götzl gülerek şöyle dedi: “Ben de her cümleden sonra tanığa hatırlayıp hatırlamadığını sorabilirim. Ona enerjim çok.”
Götzl 2 Temmuz 2003’de kadın bir kişinin, muhtemelen Zschäpe’nin Mülsen’den Janine Sp.’ye kontörlü bir hat için kimlik bilgilerini verip veremeyeceğini sorduğunu okudu. Götzl ardından 0151 kodlu son telefon numarasını sordu. Götzl’ün ifadelerden okuduğuna göre bu numarayı Sandy K. isimli biri zamanındaki uyuşturucu bağımlılığını finanse edebilmek için satmıştı. Kimliği tespit edilemeyen bir kadın onunla konuşmuştu ve ödül olarak da 20 Euro vermişti. Vo. bunu doğruladı. Götzl ardından Böhnhardt’ın Böhnhardt olarak tanınıp tanınmadığını sordu. Vo., Bayan H.’nin öncelikle G. ve Böhnhardt’ın aynı kişi olduklarını düşündüğünü, ama sonra Böhnhardt’ı Holger G. adı altındaki kiracı olarak teşhis ettiğini söyledi. Vo. Götzl’ün sorusu üzerine 4 Kasım 2011’de karavanda Holger G.’ye ait belgeler bulunduğunu söyledi. G.’nin 51,52,53 rakamlarıyla biten üç ehliyeti vardı, 52 numaralı ehliyet ortadan kaybolan üçlünün hizmetine sunulmuştu. Bu ve 2011 yılında düzenlenen bir pasaport karavanda bulunmuşlardı. Böhnhardt ve Mundlos’un bir ehliyeti vardı, Zschäpe’nin ise yoktu. Götzl bunun ardından tüm araç kiralamaları detaylı şekilde gözden geçirmeleri gerektiğini söyledi. Bir aranın ardından başladı. Ama öncelikle Vo. karavan ve diğer araçların 65 kez kiralandığını, bunlardan 15 aracın bahsedilen 17 suç eylemiyle, 6 cinayetle 2 patlayıcı madde saldırısıyla ve 9 hırsızlıkla bağlantılı olduğunu söyledi. Geri kalanı ya bilinen tatillerle bağlantılıydı ya da ne amaçla yapıldıkları belli değildi. Ülke çapında bütün büyük araba kiralama firmalarına da sorulmuş, ancak başka kiralamalar tespit edilememişti. Götzl Vo.’nun verdiği listedeki bilgileri okumaya başladı. Listede kiralama zamanları, araç tipleri, araba kiralama, plakalar ve gerektiğinde bilinen kullanım amaçları yazışlıydı. Bunun yanısıra muhtemel uzatmalar gibi özel durumlar ve ayrıca kimilerinde araçla kaç kilometre yapılmış olduğu yazılıydı. Vo. daha sonra bununla ilgili olarak Firma H.’nin sözleşmelerinde kilometre bilgilerinin yazılı olmadığını, ama Zwickau’daki firmada olduğunu söyledi. Vo. Götzl tarafından okunan bilgilerin çoğuyla ilgili olarak yorumda bulundu, ama bilinen kullanım amaçlarını söyledi. Kasım 2000’de André E. adına kiralanmış bir karavan Köln’deki Probsteigasse’deki bir saldırıyla bağlantılıydı. 2004 Şubat ayında Holger G. adına yapılan ilk kiralamanın (Fiat marka karavan) zaman aralığında Rostock’ta Mehmet Turgut öldürülmüştü. Bir VW Touran’ın 2004 yılı Haziran ayında kiralandığı zaman aralığı Köln’deki çivili bomba saldırısına denk düşüyordu. Haziran 2005’te bir Skoda Octavia’nın kiralandığı zamanda Nirnberg’de İsmail Yaşar öldürülmüştü. 2005 yılı Haziran ayında bir Fiat karavanın kiralandığı zaman aralığında Münih’te Theodoros Boulgarides öldürülmüştü. Vo.’ya göre kimi tarihler belli tatillere denk düşüyordu. Bunlar çoğunlukla Fehmarn’daki “Wulfener Hals” ya da Vogtland’daki “Talsperre Pöhl” gibi kamp alanı konaklamalarıydı. Vo., kamp alanları için yapılan rezervasyonlarda bilindiği kadarıyla “Susann Eminger”, “Holger G.”, “Max Burkhardt” veya “Jens Burkhardt” isimlerinin kullanıldığını söyledi. Kimi bilgiler tatillerde tanıştıkları kişilere yapılan ziyaretlerle örtüşüyordu. Götzl 32. kiralamayı okurken avukat Stahl araya girdi. Stahl bunu davayla bağlantılandırmakta zorluk çektiğini söyledi. Götzl sayfa sayfa okudu ve tanık sessizce başını sallayarak onayladı. Götzl tanığın söylediklerini onayladığını, ama Stahl’ın da istediğini yapabileceğini, tüm bilgileri tek tek soruşturabileceğini, sözleşmeleri de okuyabileceğini söyledi. Stahl konunun Götzl’ün tanığa tabelayı okumasının davaya ne katacağı olduğunu söyledi. Sonraki kiralamalarla ilgili olarak Götzl gerçekten de tek tek verilerle ilgili olarak tanığın ne hatırladığını sordu. Tanık çoğunlukla hafızasını tazelemek için başka şeylerin de okunmasını istedi ve ardından okunanları doğruladı. Bu da süreci görünür şekilde yavaşlattı. Vo.’nun söylediğine göre 2004 Nisan ayında bir Fiat karavanın kiralanması Dortmund’da gerçekleşen Mehmet Kubaşık cinayeti ve Kassel’de gerçekleşen Halit Yozgat cinayetiyle örtüşüyordu. 2007 Nisan’ında bir Fiat karavanın kiralanması Heilbronn’daki Michèle Kiesewetter cinayetine denk düşüyordu. “Caravanbetrieb H.” firmasından 2007 yılına kadar araç kiralanmıştı. 65. kiralama Firma K.’den yapılan tek kiralamaydı ve Eisenach’da 4 Kasım 2011’de Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos’un hayatını yitirdiği soygunculuk ile örtüşüyordu. Vo. kiralama suç eylemleriyle olası bir bağlantıya sahio olduğunda “Nokia Maps” ile kiralama firmalarıyla bilinen olay yerleri ve tatil yerleri arasındaki mesafeyi ölçtüklerini anlattı. Kiralık araçlardaki yapılmış kilometre bilgilerinin hesaplanandan az olduğu bir araç kiralama mevcut değildi. Ya uygun düşüyorlardı ya da daha fazla kilometre yapılmıştı. Kurallara aykırılık veya trafik kurallarını çiğneme kiralamalarda tespit edilmemişti. Bu da grubun sürücüsü Böhnhardt’ın trafik kurallarına özen gösterdiğine dair tanık ifadeleriyle örtüşüyordu. Vo.’nun dediğine göre yolculukların toplam masrafı benzin masrafları dahil 27.622,62 Euro olarak hesaplanmıştı. Başsavcı Greger’in sorusu üzerine Vo kiralamaların nakit olarak ödendiğini söyledi. Kiralanmış bir araç Kiesewetter cinayetindeki aramalar kapsamında yakalanmıştı. Kiralanan son karavanda aracın arka tarafına bir video kamera yerleştirilmişti, hatırladığı başka bir manipülasyon yoktu. Müdahil dava avukatı Narin, adresi Firma H.’nin bir faturasında bulunan Brigitte Ke. isimli biriyle ilgili soruşturmalar yapıldı mı diye sordu. Vo. hatırlayamadığını söyledi. Vo. Stahl’ın sorusu üzerine mesafelerle ilgili soruşturmada meslektaşıyla birlikte büroda oturduklarını, meslektaşının mesafeleri araştırdığını ve kendisinin bilgileri rapora geçirdiğini söyledi. Götzl Stahl’a eğer verilen bilgilerden şüphe ediyorsa Vo.’nun iş arkadaşının memnuniyetle tanık olarak çağırılabileceğini söyledi.
Götzl Vo.’nun iş arkadaşının ismini sordu ve bir kez daha mesafe soruşturmalarının nasıl yapıldığını anlattırdı. Sorgu 16:47’de sona erdi.
Götzl avukat Pınar’ın tanık P.’nin not defterini delil olarak kullanma talebinin (bakınız 17. duruşma günü tutanağı) reddedildiğini duyurdu.
Duruşma 16:51’de sona erdi.
Duruşma gününün bitiminin ardından avukat Hoffmann açıkladı:
“Parmak izleri doğaları gereği kağıt üzerinde çok zor bulunmalarına rağmen, Zschäpe’ye ait iki iz bulundu. (…) Eminger adına yapılan bir kiralamayla ilgili olarak gerçekten bu kişi tarafından kullanılan bir cep telefonuna ait bir numara olması, sadece bu kişinin kimlik bilgilerinin kullanılmadığını, ayrıca bu kişiyle doğrudan bağlantıda olunduğunu gösteriyor.
44. Duruşma Günü Tutanağı – 9 Ekim 2013
Tanıklar
Mutasam Z. (İsmail Yaşar cinayetinde olay yerinin yakınında iki bisikletli görmüş olan tanık)
Christina Lo. (Zwickau’da bulunan gazete kupürlerimi inceleyen polis memuresi)
Nazif Sö. (Habil Kılıç’ın iş arkadaşı)
Udo Vo. (Kriminal polis, NSU’nun araç kiralamalarını inceledi)
Nürnberg’de gerçekleşen İsmail Yaşar cinayetiyle ilgili olarak iki adamı ve büfeyi gözlemiş ve birden çok silah sesi duymuş ve daha sonra onların nereye ait olduğunu anlamış olan bir tanık vardı. Mutasam Z. günün ilk tanığı olarak dinlendi. Ardından Frühlingstraße’de bulunan 68 gazete kupürünü incelemiş olan bir polis memuresi geldi. Tüm gazete yazıları NSU’nun işlediği suçlarla ilgiliydi, iki tanesinde Beate Zschäpe’nin ve kim olduğu bilinmeyen bir şahsın. parmak izleri tespit edilmişti. Akşamüstü bir kriminal polis araç kiralamaların soruşturma sonuçlarını ayrıntılarıyla anlattı. Araçlar kısmen sanık André E.’nin adına kiralanmıştı ve zamanlamaları cinayetlerle örtüşüyordu.
Duruşma günü 09:50’de başladı. İlk tanık Nürnberg’deki İsmail Yaşar cinayetiyle ilgili gözlemleri olan Nürnberg’den Mutasam Z. idi. Götzl tanığa tercümana ihtiyacı var mı diye sorunca tanık ihtiyacı olmadığını söyledi. Z. 9 Haziran 2005’de OBI’ye alışverişe gitmişti. Ardından arabasıyla dükkanına doğru gitmiş ve Scharrerstraße’ye girmişti. Orada saatte 30 km’den hızlı sürmesi yasaktı. Sparkasse’den sonra hemen büfenin yanında bir yaya kavşağı vardı. Daha sonra araba yolundan karşıya geçen iki bisiklet görmüştü. Diğer taraftan bir kadın geliyordu. Ardından silah seslerini duydu. Ama bununla ilgilenmeyip dükkanına doğru sürmeye devam etti. Saat öğlene geliyordu. Mahkeme heyeti başkanı hakim Götzl sorunca Z. bisikletlilerin soldan sağa doğru sürdüklerini söyledi. Çok yavaş sürdüklerinden sinirine dokunmuşlardı. Yaşlı kadın sağdan sola gitmişti. İlk bisiklet sürücüsünün hemen önünden geçmişti, sürücü orada sağ tarafta durmuş ve diğer bisikletliye bakmıştı. Daha sonra bisiklet sürücülerinin boylarını konuştular. Z. adamların 1.70’den uzun 1.80’den kısa olduklarını söyledi. İlk bisikletli kendisinden (1.73 veya 1.74 cm) uzundu, diğeri kendisi kadar, ama daha güçlü kuvvetliydi. Z. ilk bisikletlinin kıyafetini hatırlayamadığını söyledi. Götzl’ün sorusu üzerine bisikletiyle geçtiği yolu tarif etti: Regensburger Straße’den gelip Scharrerstraße’ye gelmiş, oradan Stephanstraße yönüne sapmıştı. Orada bir ev eşyaları dükkanı vardı. Aracının arka kapısı açıktı, çünkü satın aldığı çalışma tezgahı 2,5 metre uzunluğundaydı. Götzl silah seslerini duyup duymadığını sordu. Z. bir kez ateş edildiğini duymuş, ardından ikinciyi ve sonra da üstüste birden çok kez ateş edildiğini duymuştu. Kaç kez ateş edildiğini saymamıştı. Götzl bu seslerin onun için kesinlikle silah sesi mi olduğunu sorunca Z. öyle olduğu, sesleri Irak’tan bildiğini, orada M16, M18, Bruni ve Kalaşnikofları olduğunu söyledi. Götzl Z.’ye sesleri daha ayrıntılı biçimde tarif edebilir mi diye sordu. Z., Bruni’ye benzediklerini, normal silah sesleri olduğunu söyledi. Götzl’ün sorusu üzerine polise gitmeyi düşünmemiş olduğunu söyledi. Götzl silah seslerinin “bizde” çok alışıldık olmadığını söyleyince Z. Nürnberg’de böyle bir şey olduğunu, Hayvanat Bahçesi yönünde hep böyle seslerin duyulduğunu söyledi. Orada bir polis eğitim merkezi ya da benzeri bir yer vardı. Z. dükkanına gittiğini, ardından uzun süre dükkanının karşısında duran helikopteri gördüğünü söyledi. Komşusu helikopterin orada olduğunu, çünkü büfenin sahibinin vurulduğunu söylemişti. O da silah seslerini duyduğunu söylemişti. Büfenin sahibini bir kez onun televizyonunu tamir ettiğinde görmüştü. Kurbanın karısı daha sonra ona daha sonra ne yaptığını polise anlatabilir mi diye sormuştu. Bisikletliler ve silah sesleri arasında bir bağlantı kurmamıştı. Poliste kendisine yüzlerce fotoğraf gösterilmiş, sadece uzun boylu kişiyi tanımıştı, güçlü kuvvetli olanı değil. Birkaç çocuğun dışında sokakta başka birilerini görmemişti. Götzl bisikletlilerle yaşadığı durumu sordu. İkinci bisikletli çok yavaştı ve bisikletiyle durmuştu, o esnada selede oturmuyordu. Kendisi gerilmiş ve bisikletliye bakmış, bunun üzerine bisikletli de ona bakmıştı. Z. yapmış olduğu bir el sallama hareketini tekrarladı. Bunun üzerine bisikletli “kötü parmağını” kaldırmıştı. Ama bir ayağı yerde ikinci bisikletliyi beklemişti. İkincisi çok yavaş ve sakin şekilde, tatildeymiş gibi sürmüştü. Bisikletlilerin daha sonra ne yaptığını gördü mü hatırlamıyordu. Daha sonra resimler incelendi. Z. ilk olarak bir harita kesidi üzerinde nereden geçtiğini gösterdi. Fotoğraflarda ilk bisikletliyi “yüzde yüz” tanımıştı, ikinciyi değil. İlk fotoğraf seçkisinde Z. Mundlos’u tanımıştı, o ilk bisikletliydi. İkincideyse kimliğini teşhis edemediği Böhnhardt vardı. Götzl Böhnhardt, Mundlos ve Zschäpe isimlerinin ona bir şey ifade edip etmediğini sorunca Z. haberleri izlemediğini, müzisyen olduğunu, klavye ve bas gitar çaldığını söyledi. Z. haberlerden nefret ediyordu, “hepsi yalandı”. Götzl açıkça anlaşmazlık olduğu hissine kapıldı ve o noktada belki de bir çevirmen çağırmanın mantıklı olacağını belirtti ve Z.’ye Türkçe veya Kürtçe konuşmak ister mi diye sordu. Z. cevap verdi: “Türkçe, Kürtçe, Arapça, Farsça, ne isterseniz.” Çevirmen Z.’nin yanında yerini aldı. Ardından Götzl Z.’nin aranıyor afişine dönerciye giden iki kişinin resminin olduğu ifadesini okudu. Z. bunun doğru olduğunu söyledi. Olayların aydınlatılmasına katkıda bulunmak istemişti, komşuları ve müşterileri birçok kişinin aynı silahla öldürüldüğünü konuşuyordu. Götzl duvar ilanını gösterdi. Z. benzer olduğunu, üzerinde çizilmiş resimler olduğunu söyledi. İlk bisikletli daha önce göstermiş olduğu kişiydi, afişte resmedilmiş olan değil. Z. hakim masasında aranıyor afişini bir kez daha inceledi. Ardından Götzl Z.’nin 28 Aralık 2011’deki sorgusundan okudu: Z. kendisine ilk olarak gösterilen fotoğraflarda spontane olarak 2 numaları kişiyi (Mundlos) tanımıştı. Ardından Z. aranıyor afişindeki robot resimlerin kendi fikrince aynı kişi olduğunu söyledi, bu esnada bereli bir adamı gösteren sağdaki resmi işaret etti. Z. şahsın benzer olduğunu, ama aynısı olmadığını, bunu söylemiş olabileceğini söyledi. Götzl bisikletlilerin yaşını sordu. Z. tam olarak hatırlamadığını ama 28-29 yaşlarında olduklarını söyledi. Bu daha sonra Götzl tarafından okunan Z.’nin eski bir sorgulamasındaki yaş bilgilerine uyuyordu. Z. orada 25-30 yaş arasında olduklarını söylemişti. İlk kişinin pantolonunu hatırlayamadığını sötledi. İkinci kişinin bir spor pantolunu vardı, cebi bir şeyle doluydu, ağır göründüğü için dikkatini çekmişti. Bisikletler resimdekiler değildi, süspansiyonları ve amortisörleri vardı, kendisinin de böyle bir bisikleti vardı. Götzl Z.’nin ikinci bisikletlinin kısa traşlı veya kesilmiş saçları olduğunu söylemişti. Z. hatırlayamadığını ama ikisinin de kısa saçları olduğunu söyledi. Götzl Z.’nin o zamanlar bisikletin siyah ve turuncu çizgili olduğunu düşündüğünü söylemiş olduğunu belirtti. Z. böyle bir şeyi hatırladığını söyledi. Götzl bisikletin Z.’nin kendi bisikleti gibi çamurlukları olduğunu söylemiş olduğunu okudu. Z. onların ufak çamurluklar olduğunu, afiştekiler gibi büyük olmadıklarını söyledi. Zschäpe’nin avukatı Sturm 15 dakikalık bir ara talep etti. Götzl ara sorgusu bitene kadar bekleyemez mi diye sordu. Sturm konunun bir savunma görüşmesi olduğunu, bekleyebileceğini, ama müvekkilinin konsantrasyon gücünün de önemli olduğunu söyldi. Götzl konsantrasyonunun bir saat daha yetmesi gerektiğini ve Zschäpe’nin görünürde konsantre olamıyor gibi bir izlenim vermediğini söyledi. Sturm kavga çıkarmak istemediğini söyledi. Götzl normalde o sıralarda bir ara verilmesi gerektiğini söyledi. Ama bir sorgu konsepti vardı ve ara vermek için iyi bir nedeni olmalıydı.
Bir kez daha üzerinde Böhnhardt’ın göründüğü ikinci fotoğraf dosyası gözden geçirildi. Ancak tanık kimsenin kimliğini kesin olarak teşhis edemedi. 11:37’ye kadar ara verildi. Ardından öncelikle Hakim Kramer’in Z.’nin bahsettiği silah tipiyle ilgili bir sorusuyla devam edildi. Bir kaç soru sonrasında Z. silahın bir tabanca olduğunu, tüfek olmadığını ve bu silaha Irak’ta “Bronika” diyeceğini söyledi. Müdahil dava avukatı Pınar’ın daha sonraki bir sorusu üzerine Z. böyle bir silahın olduğunu söylemek istemediğini, ama sesinin benzer olduğunu söyledi. Bir müdahil dava avukatı Z.’ye bisikletlilerin tatilde oldukları izlenimine kapılmasının nedenini sordu. Tatildeki kişiler sakin ve rahatlamış olurlar, işe acele etmeleri gerekmezdi. Ama bisikletlilerden biri sağa ve sola yaslanmış ve sanki sokağı satın almış gibi bakmıştı. Carsten S.’in avukatı Hösl, Z.’nin duyduğu gürültünün susturuculu bir silah mı yoksa susturucusuz bir silah mı gibi geldiğini sordu. Z. susturucusuz olduğunu söyledi. Sesi Kalaşnikof gibi gelmemişti, Irak’ta susturucuları yoktu. Silahların sesleri hala kulaklarındaydı.
Ardından Federal Kriminal Dairesi’ne tayin edilmiş olan Merseburg’dan polis memuresi tanık Lo. geldi. Götzl Lo.’nun incelediği adli emanete teslim edilmiş eşyaları sordu. İçlerinde Zwickau Frühlingstraße’de ele geçirilmiş pek çok gazete kupürü vardı. Česká cinayetler serisi ve Köln’deki iki bombalı saldırı ile ilgiliydiler. İki tanesinde Beate Zschäpe’nin parmak izleri ve başka iki tanesinde de elle yazılmış notlar vardı: Köln’deki bombalı saldırıyla ilgili bir gazete haberinin üzerinde “19.1.2001” tarihi ve bir yerde de büyük harflerle “TERN”. Bir bir bisiklet markası veya Tern deniziyle ilgili olabilirdi. Eşyalar kısmen NSU itiraf videosunda da ksıaca görünüyordu. Götzl Lo.’nun Kölnlü “Express” gazetesindeki Keupstraße’ye dair bir haberden bahsettiğini, orada parmak izleri bulunup bulunmadığını bilmek istediğini söyledi. Lo. hangi yazıların üzerinde parmak izleri bulunduğunu ezbere bilmediğini, bunun için raporuna ihtiyacı olduğunu söyledi. Götzl tz’den 30 Ağustos 2001 tarihli bir makaleyi ve orada da parmak izleri oluğ olmadığını sordu. Lo. Dortmund’dan bir gazetede bir parmak izi bulunduğunu söyledi. Adli tıp tutanakları vardı, orada da bir iz bulunmuş olabilirdi, ama ezbere bilmiyordu. Götzl Lo.’nun notlarından yukarı kenarın ortasına doğru suçlu Zschäpe’ye ait olması muhtemel bir parmak izinin bulunmuş olabileceğini okudu. Lo. bunun doğrı olduğunu söyledi. Ocak başında Federal Kriminal Dairesi’nde çalışmaya başlamıştı ve ardından bilirkişi raporunu edinmişti. Daha sonra Dortmunder Zeitung’dan bir haber incelendi. Lo.’nun söylediğine göre bu adli tıp ekibi tarafından üzerinde bir parmak izi bulunan gazete haberiydi. Götzl kayıtlarda Zschäpe’nin parmak iziyle ilgili bir not olmadığını söyledi. Lo. belki hafızasının onu yanılttığını söyledi. Götzl onlarda Kölner Express’deki bir haber üzerindeki daktiloskopik bir izin bulunduğunu söyledi. Lo. 68 gazete kupürü olduğunu, artık tam olarak hatırlamadığını söyledi. Götzl 12:16’ya kadar ara verdi. Ardından Kölner Express’te 11 Haziran 2006’da yayınlanmış bir haberin sağ alt köşesinde daktiloskopik bir iz olduğuna dair bir notu okudu. Lo. eğer öyle yazıyorsa daha önce Dortmund’daki makaleyle ilgili olarak yanıldığını söyledi. Götzl Federal Kriminal Dairesi’nden bir polis raporundan alıntı yaparak izlerin Zschäpe’ye ait olduğunu, sol başparmak ve sol işsaret parmağının iziyle bir iz numarası özdeşliği olduğunu okudu. Müdahil dava avukatı Stolle, gazetelerin dağıtıldığı bölgelerle ilgili araştırmalar yapıldı mı diye sordu. Lo. yapıldığını söyledii ama bu şekilde bir sınırlama yapmak mümkün değildi, çünkü gazeteler tren istasyonları ve havaalanlarında da bulunuyordu. Ancak baskı sayıları araştırılmıştı. Gazetenin örneğin Kassel tren istasyonunda bulunup bulunmadığını bilmiyordu. Avukat Daimagüler bedava dağıtılan gazetelerin de buna dahil olup olmadığını sorunca Lo. onları hariç bırakamadı. Michèle Kiesewetter cinayetiyle ilgili haber Frühlingstraße’deki binada yoktu. Zschäpe’nin avukatı Stahl, Lo.’ya resimleri gazetelerden edindiklerini ve bir şeyin yırtılmış veya altı çizilmiş olup olmadıklarına baktıklarını söyledi. Daha sonra adli tıpçılar daktiloskopik izler olup olmaıdğına bakmışlardı. Bir de 2’den 9’a kadar rakamlar verilmiş 7 not kağıdı vardı, 5 numaralı olan eksikti. Bu rakamlar kimi gazete kupürlerinin de üzerindeydi. Öncelikle sadece dijital hale getirilmiş fotolara bakacaklardı ve onu tamamen okuyamazlarsa orijinal kupürü talep edecekleri. Lo. gazete yazılarının hepsinin duruşma için önemli meselelerle ilgili olduğunu söyledi. Stahl Lo.’ya tüm gazete kupürlerinin verilip verilmediğini sordu. Aslında hepsini incelemişti, sadece kimileri incelenemeyecek kadar hasar görmüşlerdi. Örneğin okunaklılık problemleri olması halinde tüm orijinal kupürlerin yollanmasını talep etmemişti. Lo. Stahl’ın sorusu üzerine tüm 68 gazete haberinde daktiloskopik izlerin arandığını söyledi. İki tanesinin üzerinde Zschäpe’nin izleri bulunmuştu. Başka bir iz olmadığını düşünüyordu, aksi takdirde bilirkişi raporları yollanırdı. Stahl yani 68 gazete kupüründen sadece iki tanesinde izlerin tespit edildiğini ve bunların Zschäpe’ye ait olduğunu söyleyerek anlatılanları özetledi. Lo bunu doğruladı. Gaztee kupürlerinin moleküler genetik açısından da incelenip incelenmediğini bilmiyordu. Stahl Lo.’nun iki daktiloskopik izden hangi kriminolojik sonuçlara vardığını sordu. Lo.: “Bayan Zschäpe’nin bu haberlere parmaklarıyla en azından dokunduğu sonucuna.” Wohlleben’in avukatı Klemke adli emanetten toplamda ne kadar orijinal eşyanın getirtilmek istendiğini sordu. Bunu hatırlamıyordu, ama her zaman yazılı oluyordu. Müdahil dava avukatı Pınar gazete kupürlerinin üzerine basılmış olan rakamları sordu. Lo. bunların cinayetlerle örtüştüğünü, 1’in ilk cinayet olduğunu, 4’ün birkaç kez 4. cinayet, 6’nında birkaç kez 6. cinayet olduğunu söyledi. Bilirkişi çok az malzeme olduğunu söylediğinden el yazıları karşılaştırılamamıştı. Ardından Hakim Götzl bir kez daha sadece bulunanlar Zschäpe’nin parmak izleri mi, yoksa belki de kime ait olduğu belirlenemeyen parmak izleri de bulundu mu diye sordu. Lo. tüm 68 gazete kupürünün incelendiğini ve sadece iki bilirkişi raporunun geldiğini söyledi. Götzl ancak kendisinin önünde içerisinde daha fazla izin kayıtlı olduğu bir olay yeri iz listesi olduğunu söyledi. Başsavcı Weingarten Lo.’ya eğer izlerin kime ait olduğu belirlenmemiş olsa da bilirkişi raporlarının getirilip getirilmeyeceğini sordu. Lo. öyle olduğunu tahmin ettiğini söyledi. Weingarten Lo.’nun içerisinde tespit edilmiş daktiloskopik izlerin bir listesinin olduğu bir bilirkişi raporunu bilip bilmediğini sordu: Lo. sadece Zschäpe’ye ait iki izi bildiğini söyledi. Götzl bunun üzerine daktiloskopik amaçlar için uygun olmayan sekiz izin ve karşılaştırma için uygun olan üç izin bulunduğunu, iki tanesinin kime ait olduğunun tespit edilebildiğini birinin ise edilemediğini kayıtlardan okudu. Lo.:”Bundan haberim yok.” Sorgulama 12:41’de sona erdi.
Avukat Stahl bir açıklamada bulundu. Federal Savcılık Zschäpe’ye yönelttiği suçlamaların hatrı sayılır bir kısmını kapsamlı bir gazete arşivinin bulunduğu tezine dayandırıyordu ve Zschäpe’yi bu arşivin hazırlanmasına katkıda bulunmakla ve bu sayede parmak izlerinin tespit edilebilmesiyle suçluyordu. Ancak 68 gazete haberi bulunmuştu ve bunlardan sadece bilinmeyen sayıda bir kısmı gazete kupürleriydi ve sadece iki tanesinde daktiloskopik izler bulunmuştu. Stahl’a göre eğer bir arşiv olduğu varsayılırsa Zschäpe’nin savunmasına göre bu Zschäpe’nin arşivin hazırlanmasında payı olduğunun kanıtı değil, gazete haberlerine nadir bir kontağının oluşmuş olduğunun kanıtıydı. Aksi takdirde Zschäpe’ye ait çok sayıda izin bulunması belirgin şekilde daha gerçekçi olurdu. Bu yüzden bir kanıt değeri yoktu.
Tanık Sö. ile devam edildi. Cinayet kurbanı Habil Kılıç ile Münih’teki pazar yerinde altı ay boyunca birlikte çalışmıştı. Kılıç aslında süper bir indandı. Kendisi satıcı, Kılıç ise çıraktı. Kılıç satın alınan ürünleri müşterilere teslim ederdi. Gıda dükkanına gideceği için öğlene doğru hep acelesi olurdu. Sö. Kılıç’ın çok akıllı olduğunu söyledi. Cinayetin işlendiği zamanda Kılıç izindeydi, ama izin esnasında da iletişim halindeydiler. Götzl Ağustos 2001 tarihinde Sö.’nün verdiği bir ifadeden üç aydan beri firmada çalıştığını ve insanlarla nadiren Bay Kılıç’la olduğu gibi hızlı ve iyi bir şekilde iletişim kurduğunu söylemiş olduğunu okudu. Son haftalarda iletişimleri mükemmelmişti. Sö. bunları doğruladı. Götzl okumaya devam etti ve işi genellikle Kılıç’ın karısının yürüttüğünü, 17 Ağustos 2001’de kızıyla birlikte Türkiye’ye gittiğini, Kılıç’ın bu nedenle şefinden izin istediğini söyledi. Yine de meyva satın alırken ortadalarda görünmüştü ve her gün pazar yerindeydi. Sadece 29 Ağustos 2001 hariç. Sö. bu dediklerini doğruladı. Götzl Sö.’nn Kılıç’la en son ne zaman iletişime geçtiğini sordu. Sö. şahsi olarak cinayetten iki üç gün önce görüştüklerini, telefonla ise bir gün önce konuşmuş olduklarını söyledi. Götzl eski ifadelerden 29 Ağustos günü Kılıç’ın gelmemesine şaşırdıklarını, Sö.’nün 9:30’da iş telefonundan onu aradığını okudu. Kılıç telefona çıkmıştı ve Sö. ona neden alışveriş yapmaya gelmediğini sormuştu. Ancak Kılıç hemen yanıt vermemişti ve onlar da hemen “eğlenceli ruh hallerine” girmişlerdi. Sö. bunun doğru olduğunu söyledi. Sorgu 12:54’te sona erdi.
Öğlen arasının arsından 14:21’de Borken’den polis memuru tanık Vo. ile devam edildi. Vo. 2012 yılında Nisan ayından Hazirana kadar NSU’nun araç kiralamalarıyla ilgili çalışması için Federal Kriminal Dairesi’ne tayin edilmişti. Kendisine Zwickau’daki yangın enkazında bulunan veya incelenmek üzere sunulan kira sözleşmeleri ile tanık ifadeleri verilmişti. Özetleyici notu yazmıştı ama kendisi “dış soruşturmaları” yürütmemişti. Toplamda 65 kez araç kiralanmıştı. Bunlardan 13’ü Chemnizt’li “Caravanvertrieb H.” firmasından, 49’u tanık Maik S.’in Zwickau’daki arama kiralama şirketinden, ikisi “Caravan Service B.” firmasından ve 2011 yılındaki sonuncusuysa Schreiersgrün’deki K. firmasındandı. 2000 ve 2003 yıllarından olan ilk üç kiralama sanık André E.’nin adınaydı. 2003 yılındaki kiralamayla ilgili olarak üzerinde elle yazılmış ve André E.’nin babasına ait ama tahminen E.’nin kendisinin kullandığı bir numara vardı. Şubat 2004’ten itibaren kiralamalar sanık Holger G.’nin adına gerçekleşmeye başlamıştı. Başlangıçta bir ehliyet vermişlerdi, daha sonra iki farklı pasaport. Holger G. adına kiralanan araçlarda üç cep telefonu numarası verilmişti. Bunlar kontörlü hatlardı ve farklı kişilere aitlerdi. Federal Kriminal Dairesi’nden ayrılmasına kadar ilk üç kiralama gerçekten André E. tarafından mı yoksa André E. adını kullanan başka biri tarafından mı gerçekleşti tespit edilememişti. E.’nin fotoğrafları “Caravanvertrieb H.” firmasına gösterilmiş ama kimliğini tespit eden olmamıştı. Fotoğraflardan Uwe Böhnhardt’ı tanımışlardı, fotoğraflardaki görünüşünün Holger G.’ye benzemesi ve ikisinin taktıkları gözlüğün neredeyse aynı olmasıysa dikkat çekiciydi. Zschäpe Zwickau’daki araç kiralama firmasında tanınmıştı. En azından bir kaç kiralama sırasında orada olduğu, özellikle bir VW T5 kiralanırken orada bulunduğu ortaya çıkmıştı. 2011 senesiydi ve planlanan bir tatil vardı. Firma K.’dan son karavanın kiralanması esnasında da tanık Ar.’nin ifadesine göre Ekim ayındaki ön görüşmede
Zschäpe oradaydı. Bir arama kapsamında Glauchau’daki Firma B.’den Bay Go. Zschäpe’nin 2007-2008 yılları arasında daha sonra gerçekleşmeyen bir kiralama için pazarlık yaptığını hatırlamış ve yetkililere başvurmuştu. Götzl araç kiralama firmasından Bay K.’nin Holger G. ve Zschäpe’yi son kiralamadan hayal meyal tanımış olduğunu okudu. Vo. bunu doğruladı, bu Bayan K. için de geçerliydi. Holger G. ile ilgili olarak Hannover ve Launeau’daki üç adres araştırılmıştı. G. adına yapılan kiralamalarda verilen 0160 kod numaralı cep telefonlarından biri Bay. Mo. adlı birine aitti, bu şahıs Hannover’de bulunmuyordu. 0160 kodlu başka bir numara da Janine Sp. adına kayıtlıydı. Bununla ilgili olarak yangın enkazındaki dosyalar araştırıldı, şahıslar da soruşturulmuş olabilirdi. Avukat Stahl Götzl’e tanığın kendisinin soruşturma yapmamış olduğunu söyledi ve ne hakkında rapor verdiğini sordu. Götzl, Stahl’ın bu ifadeleri nasıl değerlendirdiğinin kendi meselesi olduğunu, kendisinin de gerektiğinde tanık çağırmak için dilekçe verebileceğini söyledi. Götzl gülerek şöyle dedi: “Ben de her cümleden sonra tanığa hatırlayıp hatırlamadığını sorabilirim. Ona enerjim çok.”
Götzl 2 Temmuz 2003’de kadın bir kişinin, muhtemelen Zschäpe’nin Mülsen’den Janine Sp.’ye kontörlü bir hat için kimlik bilgilerini verip veremeyeceğini sorduğunu okudu. Götzl ardından 0151 kodlu son telefon numarasını sordu. Götzl’ün ifadelerden okuduğuna göre bu numarayı Sandy K. isimli biri zamanındaki uyuşturucu bağımlılığını finanse edebilmek için satmıştı. Kimliği tespit edilemeyen bir kadın onunla konuşmuştu ve ödül olarak da 20 Euro vermişti. Vo. bunu doğruladı. Götzl ardından Böhnhardt’ın Böhnhardt olarak tanınıp tanınm