Tanıklar ve uzmanlar:
- Andrea Ca. (Yaşar cinayeti tanığı, Zschäpe’yi olay günü olay yerinin yakınındaki Edeka’da görmüş olduğunu söylüyor)
- Jürgen Eb. (Kriminal polis, Frühlingstraße’de bulunan Kassel radyo frekanslarıyla ilgili delilleri inceledi)
- Dr. Zweihoff (Dortmundlu adli tıpçı, Mehmet Kubaşık’ın otopsisini gerçekleştirdi)
- Maik S. (Zwickau’da araba kiralayan şahıs)
- Kriminal başkomiser Ri. (Cinayetlerle ilgili video belgelerini inceledi)
- Wolfgang Wa. (İsmail Yaşar cinayetiyle ilgili olarak olay yeri raporunu yazdı)
48. duruşma gününe yine farklı konular hakim oldu. İlk olarak tanık Ca. 2005 yılında Nürnberg’de yaptığı gözlemlerinden bahsetti. İsmail Yaşar cinayetinin gerçekleştiği sıralarda Beate Zschäpe’yi ve olay yerinin yakınındaki bir oyun alanının orada iki adamı görmüş olduğunu söyledi. Onun ardından bir polis memuru Frühlingstraße’de bulunan bir kağıda not edilmiş olan Kassel’deki radio frekanslarının analizinden bahsetti. Bir diğeri ise bulunan videoları anlattı. Bunun dışında bir aldi tıpçı ifade verdi ve Zwickau’da arabakiralayan Maik. S., araç kiralamalarının nasıl gerçekleştiğini ve Beate Zschäpe ile Uwe Böhnhardt’ın kimliklerini resimlerde nasıl teşhis ettiğini anlattı.
Duruşma günü 09:46’da başladı. İlk tanık Andrea Ca. idi. Hakim Götzl tanığa İsmail Yaşar’ın Nürnberg’de öldürüldüğü günle ilgili gözlemlerini sordu. Ca. 2 yaşına basacak olan oğluyla birlikte Edeka’ya gitmişti. Kasada önünde “Roseanne” dizisinden hatırladığı bir oyuncuyu, dizide kızı ”Darlene Conner”’ı canlandıran kişiyi andıran bir kadın duruyordu. Oğluna bir brezel, kendineyse sigara almıştı. Dönüş yolunda oyun alanında bisikletli iki genç adam görmüştü. Hemen oyun alanının arkasındaki Luisenstraße’de oturuyordu. Saatin dokuz buçuğa geldiğinden emindi, çünkü o gün anne-çocuk kahvaltı günüydü, ama kendisi ona katılmak istememişti. Bay Yaşar’ı sadece dönerciden tanıdığını söyledi. Yolu üzerinde büfenin önünden geçmiş ama oğluna konsantre olduğundan dikkat etmemişti. Döner tezgahının orada kimseyi de görmemişti. Hakim Götzl Edeka marketindeki durumu sordu. Ca. içeri girince ona oyuncuyu hatırlatan kadını gördüğünü anlattı: “Bunlar sadece kendi düşüncelerimdi.” Kıvırcık saçları ve yüzü oyuncuyu hatırlatmıştu. Ca. bunun “şu kişi şuna buna benziyor denilen” anlardan biri olduğunu söyledi. Kadını sadece kısaca görmüştü, bir ya da bir buçuk dakika kadar. Kadının yüzünü fırından gelirken görmüştü. Orada önünde durmuştu. Ca., anlattığına göre kadının bunun ardından nereye gittiğini görmemişti. Kendisi Scharrerstraße’den Luisenstraße’ye doğru aynı yolu geri dönmüştü. Adamlar oyun alanında döner tezgahına bakan bir bankta oturuyordu. Götzl Ca.’ya adamları tarif edebilir mi diye sordu: “Nasıl göründüklerini medyadan biliyorum, 8 yıl önceye dair hatırladıklarımdan değil.”
Götzl gördüğü iki kişinin medyadaki kişiler olduğunu nereden anladığını sordu. Ca. kesin olarak bilmediğini, ama öyle olduğunu düşündüğünü söyledi. Kendisine söylenen buydu. Götzl ne kastettiğini sordu. Ca. dört beş hafta sonra sorgulandığını ve bu bilgiyi verdiğini söyledi. Olaylar televizyonda gösterilince bu kişilerin gördüğü iki kişi olabileceğini hatırlamıştı. Götzl basındaki resimlerde gördüklerinden kimseyi tanıdı mı diye sordu. Ca. kısa saçlı olanların onlara benzediğini söyledi. İkisinin de neredeyse hiç saçı yoktu. Ama Ca.’ya daha çok Rus gibi gelmişlerdi. Yüzlerini artık daha ayrıntılı şekilde tarif edemiyordu. Götzl’ün sorusu üzerine adamları daha dönüş yolundayken gördüğünü hatırlayamadığını söyledi. Götzl Ca.’ya gözlemlerini o zaman Yaşar’ın ölümüyle bağlantılandırdı mı diye sordu. Ca.: “Hayır, hiçbir şekilde.” Götzl süpermarketteki kadının Zschäpe olduğu kanaatine nasıl vardığını sordu. Ca. bir kaç sene önce “bu arama ilanını” gördüğünde, bu kadını Edeka’da görmüş olduğuna emin olduğunu söyledi. Götzl Ca.’nın Zschäpe’yi teşhis ettiği ilanın nerede olduğunu sordu. Ca. televizyonda gördüğünü, kendisi bir yerde görmüş olsa hatırlayacağını söyledi. Kimseye anlatmamıştı, ama bağlantıyı hemen kurmuştu. Kadının o zamanlar gözlük takıp takmadığını hatırlamıyordu. Zschäpe’nin resimde saçları açıktı, siyah-beyaz bir resimdi bu ve gözlük takmıyordu. Götzl 21 Eylül 2005 yılından bir sorguyu sordu. Ca. kendisi haber vermediğini, onu her yerden aradıklarını söyledi. Kışın ekim ya da kasım ayında o civarlara taşınmıştı, dönerciyi en başında farketmişti. Yaşar iyi ve sevilen biriydi, çocuklara hep dondurulmuş şerbet verirdi. Götzl Ca.’ya ilk olarak Ocak 2005’te oraya taşınmış olduğunu ve Yaşar’ı Mayıs ayından bu yana tanıdığını söylediği bir ifadesini okudu. Ca. Ocak ayının da kış olduğunu söyledi. Götzl okumaya devam ederek Ca.’nın o gün saat dokuza bir kaç dakika kala evden çıktığını, biraz erkenci olduğunu ve anne-çocuk kahvaltısına giden ilk kişi olmak istemediğini söyledi. Götzl ifadeden okudu: Edeka yolunda doğrudan döner tezgahının önünden geçti, kapı hatırladığına göre kapalıydı, ışık yanıyor muydu hatırlamıyordu. Döner tezgahının yanındaki park yerinde İsmail Yaşar oturuyor ve kahvaltı ediyordu. Ca. üzerinden sekiz yıl geçtiğini söyledi. Ona bunları söyleyen başkasıymış gibi geliyordu. Yaşar’ı görmemiş ve kahvaltıya katılmamıştı. Götzl Ca.’nın ifadesinden, özellikle de çocuklar yanında olduğundan alışverişin 10-15 dakika sürdüğünü okudu. Oğullarından biri yanındaydı. Götzl daha sonra dönüş yolunda Yaşar’la daha uzun bir göz teması kurup selam vermiş olduğunu okudu. Ca: “Sanki ifadeyi ben vermemişim gibi, artık hiçbir şeyi hatırlamıyorum.” Götzl ardından adamları gidiş ve dönüş yolunda görmüş olduğunu, dönüş yolunda bisikletlerin aynı şekilde duruyor olduğunu, adamların normal şekilde konuştuklarını ve dönercinin o tarafa bakıyor olduklarını okudu. Ca. bunu sadece dönüş yolundan bildiğini, giderkenkini hatırlamadığını söyledi. Götzl o zamanlar verdiği ifadelerden adamların benzer göründüğünü, 20 yaşlarında, normal uzunlukta olduklarını, çok kısa açık renkte saçları olduğunu veya hiç saçları olmadığını ve onları “ Rus tipli” olarak tanımlayabileceğini okudu. Okumaya devam etti: Kıyafet açısından sadece birini tarif edebilirdi, hatırladığı kadarıyla beyaz bir t-shirt ve koyu renkte bir eşofman giymişti. Götzl o konuda hatırladığı bir şey var mı diye sorunca Ca. hatırlamadığını söyledi. Adamların yanında çanta yoktu söylediğine göre. Götzl, o zamanlar Edeka’da bir tanıdığa rastladığını söylemiş olduğunu söyledi. Ca. yeniden bunun ona Götzl sanki bir başkasının sözlerini okuyormuş gibi geldiğini söyledi. Götzl tanıdığın ön ismini okudu. Ca. bunun bir oyun yeri tanışıklığı olduğunu söyledi. Götzl tanığa sorgu esnasında bir arama ilanı gösterildi mi diye sordu.“Plärrer”da (Nürnberg’de merkezi bir yer) kendisine fotoğraflar gösterilmişti. Götzl Ca.’nın arama ilanında ne gördüğünü sordu. Ca. hiçbir şey görmediğini, komisere de ikisini televizyonda gördüğünü, kendi hafızasından hatırlamadığını anlatmış olduğunu söyledi. Götzl sorgudan alıntı yaptı, Ca. adamların arama ilanında çok daha yaşlı göründüklerini söyledi. Kasket taktıklarını hatırlamıyordu. (Götzl tahminen 2005 yılından bahsediyordu, tanıksa 2011 Kasımındaki bir sorgudan.) Götzl kasadaki kadın gözlük takıyor muydu diye sordu. Ca. artık hatırlayamadığını söyledi. Götzl Ca.’nın 2 Nisan 2012’de bir kez daha sorgulandığını, orada Kasım ayında Zschäpe’nin fotoğraflarını televizyonda ilk gördüğünde Edeka’da önünde duran kadını ve onun “Roseanne” dizisindeki kızı hatırlattığını hatırladığını söylemişti. Dönüş yolunda oyun yerinden geçtiğinde iki adam hala orada oturuyordu. Ca. onları sadece dönüş yolunda görmüş olduğunu hatırladığını söyledi.
10:48’e kadar bir ara verildi. Ardından önce oyuncu Sara Gilbert’ın (“Darlene Connor”ı oynayan oyuncu) üç fotoğrafı incelendi. Ca. fotoğrafların kendine gösterilmiş olduğunu doğruladı. Sağ üstteki siyah-beyza fotoğraf kadına benziyordu. 2 numaralı Mundlos’a ait bir fotoğraf gösterildi. Ca. bunun da kendisine gösterilmiş olduğunu doğruladı. Televizyonda iki numarayı daha önce görmüştü, bu kişiyi daha önceden gördüğünü hatırlamıyordu. Ardından 3 numaralı Zschäpe’ye ait bir fotoğraf gösterildi. Ca. kendisine kadınlara ait bir resim gösterilmediğini söyledi. Kadın 3 numaralı kadındı, ama Edeka’da resimdekine göre çok daha güzel ve bakımlı görünüyordu. Götzl sorguda 3 numaralı fotoğraftaki Zschäpe’yi ve 2 numaralı Mundlos’un fotoğrafını görünce iki adamdan birini ince yüz hatları ve az saçlarından tanıdığını okudu. İki adam ölmüş ve Zschäpe hapishanede olduğundan Zschäpe’yi teşhis etmesi üzerine polise gitmemişti. Götzl’ün sorusu üzerine Ca. polis kendisine haber verinceye kadar bunu kimseye anlatmamış olduğunu söyledi. Federal Savcı Diemer Haziran 2005’te erkeklerin oyun alanında durması alışıldık birşey mi diye sordu. Ca. öyle olduğunu söyledi, yanda bir çeşit disko vardı. Ardından Diemer kasadaki kadın Ca. için o oyuncu mu diye sordu. Ca. olmadığını sötledi: “Ben deli falan değilim.” Müdahil dava avukatı Behnke, Ca.’ya bugün ifadenin öncesinde birisi kendisiyle ne söylemesi gerektiği konusunda konuştu mu diye sordu. Ca. hayır cevabını verdi. Bir müdahil dava avukatı Ca.’nın kadını Edeka’da tam olarak hangi gün gördüğünü nereden bildiğini sordu. Ca. bunun radikal bir olay olduğunu, her gün birinin öldürülmediğini söyledi. Avukat Langer tanığa bir sorgunun tutanağının okunmasını istedi. Ca. soru üzerine altı sayfanın her birinde kendi imzası olduğunu söyledi ve bunun ne zaman yapıldığını sordu. Görevlinin yanında bilgiayarı yoktu ve sorgunun sonrasında bunu imzalamak için oraya gittiğini hatırlamıyordu. Ardından Zschäpe’nin avukatı Sturm soru sordu. Sturm’un sorusu üzerine Ca. o zamanlar üç çocuğu olduğunu, ama sadece birinin yanında olduğunu emin olduğunu, çünkü diğerlerinin okulda ve kreşte olduğunu söyledi. Anne-çocuk kahvaltısı her perşembeydi, oraya nadiren gitmişti. Avukat Stahl orada araya girmek istediğini söyledi. Ca.’nın hatırladıklarının anne-çocuk kahvaltısına kesin gitmediği yönünde mi olduğunu sordu. Ca. öyle olduğunu söyledi. Ama Stahl Ca.’nın Eylül 2005’teki sorgusunda orada bulunanların isimlerini belirtmiş olduğunu söyledi. Ca. kahvaltıda orada olmadığını, ama bunu belki herkes dışarı koşup oyun yerinde toplandığından bildiğini söyledi. Stahl mahkemede uzun zamandır o bölgede oturmadığını söylediğimi, ama eski sorgularından birinde orada çok kişi tanıdığını belirtmiş olduğunu söyledi. Ca. o bölgenin sadece anne-çocuk evi, okul ve kreşten oluştuğunu söyledi. Stahl Edeka’ya giden yolu sordu. Ca. fırının Edeka’da olduğunu, fırından doğrudan kasaya gittiğini söyledi. Orada kasada bir veya birkaç kişi mi durduğunu artık hatırlamıyordu. Stahl kadının yaşını sordu. Ca.: “20 civarı…19-20.” Stahl, 6 Eylül 2012’de gerçekleşen bir sorguda başlangıçta 30 yaşın üzerine kadınların resimlerinin kendisine gösterilmesinin onu rahatsız ettiğini söylemiş olduğunu söyledi. Ca. bunu doğruladı, onun kafasındaki resim 20 başlarıydı. Ama tabii ki üzerinden çok zaman geçtiğinden unutmuştu. Stahl’ın sorusu üzerine olayın hemen ardından evinin kapısında ve daha sonra oyuncuyla ilgili ifadesini verince de emniyet müdürlüğünde sorgulandığını söyledi. Polis memurunun ne yazıp ne yazmadığı hakkında fikri yoktu. Bilgisayarının başında oturup birşeyler yazmıştı. Zschäpe’nin avukatı Heer, kısa bir ara rica edip 11:32’de başka bir sorusu olmadığını bildirdi.
Bunun ardından Hakim Götzl başka sorular sordu. Eylül 2005’teki ilk sorguda Ca.’nın iki adamın gözüne çarptığını, çünkü oyun yerinde erkek görmenin alışılmadık olduğunu söylediğini söyledi: Ona göre bunlar gençler olabilirdi, “Cultfactory”den olabilirlerdi. Zamanlama o an için ona tuhaf gelmişti. Tutanağın altındaki imzanın tekrar sorulması üzerine Ca. polisten bir daha haber almadığına emin olduğunu söyledi. Sorgu da Götzl’ün okuduğun gibi evinde değil kapısında gerçekleşmişti. İmzasının tutanakta yer almasını açıklayamıyordu. Müdahil dava avukatı Erdal tanığın yemin etmesini talep etti, Götzl ise bunu yönetmeliği göstererek reddetti. Erdal bunun üzerine mahkeme kararı talep etti. Federal Savcılık’ın yemin etme için gerekli koşulların oluşmadığına dair görüş bildirmesinin ardından heyet geri çekildi. Götzl aranın ardından tanığın yemin etmemesine dair kararının onaylandığını bildirdi. Sorgu 11:47’de sona erdi.
Sonra Regensburg’dan bir kriminal baş komiser olan tanık Eb. geldi. Eb., Zwickau Frühlingstraße’de ele geçirilen delillerin incelenmesiyle görevli olduğunu anlattı. Önce kağıt ve üzerindeki “karalama” ona bir şey ifade etmemişti, ama daha yakından incelediğinde Kassel’deki olayla bir bağlantısı olduğu ortaya çıkmıştı. Kağıdın üzerinde “Hollä. Straße” yazıyordu ve Kassel’deki “Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı”nın radyo frekansları olarak teşhis ettiği sayı kombinasyonları vardı. Bunları sadece internette araştırmış ve “duruşma açısından önem taşıdığını” belirtmişti. Diğer herşey diğer meslektaşları tarafından araştırılmıştı, kendisinin haberi olan bir bulgu yoktu. “Hollä. Str. 82″ Kassel’deki olay yeriyle ilgiliydi. Eb., “Hülsbrockstraße” ve “Moränenstraße” ile ilgili sorgulanınca, masabaşından soruşturmanın mümkün kıldığı kadarıyla bu iki sokağın hangi şehirde birleştiklerini araştırdığını söyledi. Yalnızca havadan çekilen resimlerden burası olay yeri veya olayla bağlantılı bir yer olarak soruşturulamazdı. Götzl eski kayıtlardan Hülsbrockstraße isimli bir sokağın sadece Gütersloh’da olduğunu, bununla ilgili harita materyali olduğunu, ama sokağa dair materyal olmadığını söyledi. Moränenstraße örneğin Münster ve Mülheim an der Ruhr’da vardı, bu sokak da haritada işaretlenmiş veya listelenmiş değildi. Götzl Münster’de bir Moränenstraße ve bir Hülsebrockstraße olduğunu, ancak not kağıdında Hülsbrockstraße yazdığını söyledi. Eb. bunu doğruladı. Sadece Münster’de bu iki sokağın da bulunduğu sonucuna varmıştı. Hakim Kramer, onları bulmak için internette radyo frekanslarını girmenin yeterli olup olmadığını sorunca Eb. yeterli olduğu cevabını verdi. Ama tersi şekilde örneğin “Münih Polisi radyo frekansı” şeklinde arama yapmamış olduğunu söyledi.
Ardından avukat Kienzle Yozgat’ın müdahil davacıları adına bir delil soruşturma talebini okudu. Tanık Gl.’nin sorgulanması (bkz. 46. duruşma günü tutanağı) göz önünde tutularak Kassel’deki olası olay yerlerinin NSU tarafından yapıldığı düşünülen tüm yerlere konulan işaretler tek bir istisna haricinde Andreas Te.’nin aracıyla düzenli olarak geçtiği yollar veya yine onunla bağlantılı olan diğer yollardı. Bu işaretlerin ve Frühlingstraße’de bulunan notların eski sanık Te.’nin verdiği bilgilerle karşılaştırılması sonucu ortaya çıkıyordu. Tanık Gl.’nin notları delil olarak dikkate alınmalıydı. Üzerinde elle yazılmış notlar ve işaretler bulunan, Kassel’e ait bir Falk şehir planının yangında zarar görmüş kesitleriyle Te.’nin Kassel’de Wolfhagener Straße’de Hessen Anayasayı Koruma Daiesi’ndeki ofisi, Hofsgeimar’daki evi ve ilgili diğer yerlere giderken tercih ettiği rotalarla ilgili ifadeleri de…Olası olay yerleri araştırılmalıydı ve bu suçlarla ilgili bariz bir delil anlamına geliyordı. Kassel’de yerinde yapılan araştırmaların doğrudan Andreas Te. ile bağlantılandırılması delil niteliği taşıyordu. Kienzle bulunan işaretlemeleri belirtti ve Josephstraße’deki bir işaret haricinde hepsinin Te.’nin Kassel’de düzenli olarak kullandığı araba yollarının üzerinde olduğunu söyledi. Burada Te.’nin ifadesinde belirttiği eve gidiş yolları (Wolfhager Straße, Mombachstraße, Holländische Straße) söz konusuydu. Te. buna ilaveten postalarını kontrol etmek için iş yerinden düzenli olarak postaneye gittiğini söylemişti. Bunun yanında Grüner Weg’deki Nordhessen Emniyet Müdürlüğü’nün Devlet Güvenliği biriminde, “Merkezi Komiserlik 10”da gerçekleşen konuşmalara katıldığı bilgisini de vermişti. Sonuç olarak Te.’nin diğer kimliği “Jörg Schneenerg” Bremer Straße’de oturuyor olmalıydı. Bu bağlantılar göz önünde bulundurulduğunda işaretli dokuz olay yerinden beşi doğrudan onun kullandığı yollar üzerindeydi, üçü ise işine ve postaneye giderken kullandığı yollar üzerindeydi. Kienzle, bunu daha açıkça göstermek için bir google maps çıktısı asıldığını söyledi. Te.’nin sorgusunun devamı göz önüne alınarak hemen yeni soruşturmalar yapılmalıydı.
Ardından öğlen arası verildi. 13:02’de Dortmund Adli Tıp Enstitüsü’nden uzman Dr. Zweihoff ile devam edildi. Zweihoff 4 Nisan 2006’da öldürülen Mehmet Kubaşık’ın otopsisini yapmıştı. Olay yerindeki ilk incelemeleri yaptığını anlattı. Başta kurşun sonucu olduğundan şüphelenilen ve öyle olduğu otopside doğrulanan yaralanmalar bulmuştu. Otopsi sırasında sağ ön şakak bölgesinde daire şeklinde bir sıyrık olan yuvarlak bir deri hasarı vardı ki bu silah sonucu yaralanmanın tipik bir örneği olarak görülebilirdi. Sol şakak bölgesindeki deride çentik şeklinde bir yara vardı. Sağ gözde bir “monokl hematom” ve yırtık şeklinde bir hasar vardı. Arka kafaya dokunulduğunda bir şişme ve kafa derisinde yabancı br cisim hissediliyordu. Zweihoff bunun ardından iç bulgulara geçti. Sözünü ettiği ilk yaralarda kafayı delip geçen bir kurşun söz konusuydı.
Sağ göz yuvarlağındaki yaralanma kurşun sonucu oluşmuştu. Mehmet Kubaşık’ın bu yaralanmalar nedeniyle hayatını kaybettiği tespit edilmişti. Zweihoff’un dediğine göre karşı koyarken oluşan yaralanmalar yoktu. Kurbanın hareket etme olasılığı beyin köküne saplanan kurşunun ardından ortadan kalkmıştı.
Bunun ardından Zwickau’da bir araç kiralama firması işleten tanık Maik. S. dinlendi. S., “Holger G.” ismini bildiğini, bu kişinin ismen bağlantıda olduğu, ehliyet ve kimliğin adına kayıtlı olduğu kişi olduğunu söyledi. Gayet normal kiralamalardı bunlar, uygunsuz hiçbir durum yoktu. Her şey yolunda gitmişti, herhangi bir kaza yapmamışlardı. Kiralamalar yaklaşık olarak 2004-2011 yılları arasındaydı, ama daha kesin bir tarih veremiyordu. Ödeme S.’nin dediğine göre nakit olarak yapılmıştı. “Holger G.” yazın dört ila altı haftalığına Volkswagen otobüsler kiralamıştı, bunun dışında bir iki günlüğüne araç kiralıyorlardı. Bir Golf, bir Octavia ve bir Audi A3 kiralanmıştı: “Yani normal bir şeyler.” Götzl kiralayan kişi hep aynı kişi miydi diye sordu: S., G.’nin sıklıkla orada olduğunu ve araçları hizmetine sunduklarını söyledi. Tatil yolculukları için bisiklet taşıyıcı istiyorlardı. S. Götzl’ün sorusu üzerine müşteriyle konuşmuş olduğunu ve ona göre bu kişinin Zwickau’daki VW fabrikasında çalışan biri olduğunu söyledi. “G.”nin Hannover’de bir adresi vardı, ama bu alışılmadık bir durum değildi, çünkü bir çok VW çalışanı Hannover’de oturuyordu. Götzl bunu “G.” hiç anlattı mı diye sordu. S. bunun kendisine mantıklı geldiğini, yoksa G.’nin altı hafta tatil yapmayacağını söyledi. Daha sonraki kiralamalarda bunun üzerine de konuşmuşlardı. “G.” normalde kendi başına geliyordu, bazen yanında one eşlik eden bir kadın oluyordu. Götzl, kadını tarif etmesini istedi. S. kimliğini hiç görmediğini ve ismini hiç bilmediğini anlattı. “G.” kadını kız arkadaşı olarak tanıtmış, ama ismini söylememişti. Bir keresinde “G.” hiç evlenmek istemiyor mu konusu kıyısından köşesinden açılmıştı. Ama “G.” buna daha zaman olduğunu söylemişti. Tatil yolculuklarında Baltık Denizi’ne ve kısa süreli kiralamalardaysa Hannover’e gittiğini söylüyordu. Götzl eşlikçisini tarif etmesini istedi. S. bu kişinin sanık Bayan Zschäpe olduğunu, ama asla isminin geçmediğini söyledi. İkisinin birbirlerine karşı davranışları gayet normaldi, çok yeni olmayan bir çift gibilerdi. İkisi de spor kıyafetler giymişlerdi, birbirlerine isimleriyle hitap etmiyorlardı. Götzl, kız arkadaşının ne kadar sıklıkla orada olduğunu sordu. S. sadece tahmin yürütebilirdi, ama beş kere olduğunu söyleyebilirdi. Tatiller için bisiklet taşıyıcılı araçlar ve VW otobüs kiralandığında genelde orada oluyordu. Belli bir aracın üzerine bisiklet taşıyıcı isteyen pek fazla müşteri olmuyordu. Bu yüzden aklında iyi kalmıştı. Hatırladığı kadarıyla taşıyıcıyı üç bisiklet için istemişti. Götzl, S.’ye fotoğraflar gösterildi mi diye sorunca S. gösterilmiş olduğunu söyledi. Tüm muhasebe hesaplarını açığa sunmak ve hiç duymadığı isimlerle yüzleşmek zorunda kalmıştı. Bildiği tek isim “Holger G.” idi, çünkü sözleşmelerin üzerinde bu isim yazıyordu. Diğerlerinden hiçbirini tanımamıştı. Götzl, “Holger G.” aralarında olabilir mi diye sorunca S. ifadesinin olabileceği yönünde olduğunu söyledi. Kendisine Zschäpe’nin resimlerinin de gösterildiğine inanıyordu, ama kadınların görünüşlerini değiştirmeleri kolaydı. Ama o kişinin Zschäpe olabileceğini söyleyebilirdi. S. 7 numaralı kişinin “Holger G.” olduğunu, diğerlerini tanımadığını söyledi. 7 numaralı Uwe Mundlos’un göründüğü fotoğraf seçkisiyle ilgili olarak o zamanlar kendisine 40-50 kişi gösterilmiş olduğunu ve onun yalnızca “Holger G.”yi tanıdığını söyledi. Götzl sordu: “Yani o isim altında tanıdığınız kişi mi?” S. evet dedi ve bu kişinin 7 numaralı kişi olduğunu doğruladı. Ardından sanık Holger G.’nin 6 numara olarak görüldüğü bir fotoğraf seçkisi gösterildi. S.: “Burada tanıdığım kimse yok.”. Daha sonra 3 numarada Zschäpe’nin olduğu bir fotoğraf seçkisi gösterildi. S. 3 numaralı kişiyi teşhis etti: “Bu Holger G.’nin kız arkadaşı.” Götzl ikisinin nasıl konuştuğunu sorunca S. “Holger G.”nin Yüksek Almanca konuştuğunu, Zschäpe’nin pek konuşmadığını, konuştuğundaysa Saksonya şivesi ile konuştuğunu söyledi. Pek iyi hatırlamıyordu. Götzl eski ifadelerden okumaya devam etti. Buna göre S. o sene otobüsü teslim alırken S. ona kız arkadaşıyla hiç evlenmek istemez mi diye sormuş, o da kendine ait bir alana ihtiyacı olduğunu söyleyerek evlenmek istemediğini anlatmıştı. S. öyle olabileceğini söyledi. Götzl, kendine gösterilen fotoğraflarla ilgili olarak 3 numaralı kişinin “G.”nin kız arkadaşı olduğunu, ama normalde daha iyi göründüğünü söylediğini belirtti. S. kız arkadaşını çok bakımlı olduğunu ve derli toplu bir görünüme sahip olduğunu söyledi. Gözlük takıp takmadığını hatırlamıyordu. Ardından kira sözleşmeleri incelendi. S., 7.6.2001 tarihi ile ilgili olarak bunun ehliyet tarihi olabileceğini söyledi. Götzl ikinci bir anahtar teslim edilmesi normal mi diye sordu. S. tatil yolculuklarında çoğu zaman ikinci bir anahtarın istendiğini söyledi. Tatil yolculuklarında kiralamalar dört ila altı hafta öncesinden, hatta bazen daha erken yapılıyordu. Götzl sonra kira sözleşmesinin üzerinde yazılı olan “havaleyle ödenecektir” notunu sordu. Bu önceki kira sözleşmesinin bir kopyası olabilirdi, “G.” her zaman nakit öderdi. Hakim Kramer ödemeyi “G.” mi kız arkadaşı mı yapıyordu diye sordu. S. her zaman “G.”nin ödediğini söyledi. Müdahil dava avukatı Behnke’nin S. her zaman belgeleri görmek istiyor muydu sorusu üzerine S. her zaman belgelere baktığını, bunu birisi haftada 5 kez bir kamyon kiralasa bile yaptığını söyledi. Behnke S.’ye gördüğü kişinin ehliyetteki kişiyle aynı olduğunu mu düşünüyordu diye sorunca D. öyle düşündüğünü söyledi. S.’ye bunun ardından Holger G. adına kayıtlı olan ve üzerinde gerçek G.’nin gözlüklü bir resminin bulunduğu bir ehliyet gösterildi. S. böyle bir resmi kesinlikle hatırlamadığını, bu kişinin onun için “Holger G.” olmadığını ve gözlüklü bir ehliyet görmediğini söyledi. Behnke, Ma. ismi ona birşey ifade ediyor mu diye sordu. S. bunun 13-15 yıl öncesinden bir müşterisi olduğunu, iflasını ilan ettiği ve hala eksik ödemeleri olduğu için onu hatırladığını söyledi. Ma. ve “Holger G.” arasındaki bir ilişki hakkında bilgisi yoktu. Avukat Langer’in olası bir kurallara aykırılık söz konusu oldu mu sorusu üzerine S. hissettiği kadarıyla herşeyin her zaman yolunda gitmiş olduğunu söyledi. Bir sorun çıksa bile sözleşmeye not etmiyordu, sözleşmeler yetkililere gidiyordu. Müdahil davacılardan gelen soru üzerine S. kiralamayı sadece “G.” ile yaptığını, kız arkadaşının herhangi bir talep dile getirmediğini söyledi. Araç teslimi sırasında sadece kira sözleşmesinin imzalanması gerektiğini, bunun dışındaki herşeyin önceden konuşulduğunu söyledi. Avukat Sturm “G.”nin kız arkadaşı ödemesi için para verdi mi diye sorunca S. vermediğini söyledi. Ardından uzman Prof. Saß, teslim almaya gelen kadın ve erkek aralarında konuşuyorlar mıydı diye sordu. Kız arkadaşının hep koltuğun köşesinde oturduğunu hatırlıyordu, o ise tezgahta G. ile işleri hallediyordu. Saß, Zschäpe sadece teslimler sırasında mı oradaydı diye sordu. Üzerinden çok geçmişti, bildiği kadarıyla “G.” arabaları kendisi geri getiriyordu. Ardından daha önce dinlenmiş olan tanık Ri. (bkz. 32. duruşma günü tutanağı) geldi. Onun ifadesinde polisin olay yerlerine varmasından önce hazırlanmış olmaları olası görüntülerin NSU videolarına eklenip eklenmediğinin değerlendirilmesi konuşuldu. Şimşek cinayetinde Şimşek’in kamyonunun yükleme alanında göründüğü bir resim yerleştirilmişti. “Sahte” yazısı da görüntüye eklenmişti. Ardından kamyonda sırtüstü yatan birinin üzerinde “orjinal” yazan görüntüsüne geçiliyordu. “Sahte” yazan resim “Aktenzeichen XY” programından bir kesitti, “Orijinal” yazan resimdekiyse Enver Şimşek’ti. Görevlilerin oraya geldiği esnada ağır yaralı olan Şimşek aracın önünde yere yatırılmıştı bile. Onu bulan tanıklardan biri ilk yardım görevlisiydi ve onu hayata döndürmeye çalışmıştı. Polis memuru ona yardım etmiş ve ancak bunun ardından fotoğraf çekmişti. Bu yüzden resim polisin gelmesinden önce çekilmiş olmalıydı. Özüdoğru cinayetinde de kurbanı oturma odasının terziye giden geçidinde gösteren bir resim eklenmişti. Özüdoğru’nun kanaması da olay yerinde çekilen ve polis devriyesi olay yerine geldiği andaki durumu gösteren resimlerdekine göre çok daha azdı. Bunun yanısıra sağ eli kemerinin üzerindeydi, polis resimlerindeyse merdivenin üzerinden yere kaymış şekilde görülüyordu. Sonuç olarak resmin polis olay yerine gelmeden önce çekilmiş olduğuna kanaat getirilmişti. Kılıç cinayetinde sadece “NSU2” belgesinde Münihli “tz” gazetesinden görüntüler mevcuttu.
Bunun ardından İsmail Yaşar cinayetinin olay yeri raporunu yazan tanık Wa.’nın sorgusuyla devam edildi. 9 Haziran 2005’te saat 10:30’a doğru haber verilmesi üzerine We. ve iz arama ekibi yola çıkmıştı. Ardından iz arama ekibi ile çalışmaya başlamışlardı ve bunun kurşun sonucu bir yaralanma olduğu hemen ortaya çıkmıştı. Bu yüzden Eyalet Kriminal Dairesi’nin ateşli silah uzmanları çağrılmıştı. Mermi kovanları bulunmuştu ve cinayetler serisi olabileceğini düşünmüşlerdi. Ardında içerideki ve dışarıdaki izleri toplamışlardı. Sadece ceset için Eyalet Kriminal Dairesi’nden gelecek meslektaşlarını beklemişlerdi. Raporun incelenmesiyle devam edildi. İlk olarak şehir planları ve bölgenin havadan çekilmiş görüntüleri incelendi. Wa. olay yerinin Nürnberg’in güneydoğusunda anayol Regensburger Straße ile Münchner Straße’nin yakınında olduğunu söyledi. Ardından büfenin dışarıdan çekilmiş görüntüleri gösterildi. Wa. olay yerinin önünde inşaat işleri yapıldığına dikkat çekti. Büfenin bulunduğu park yerinde bir gıda marketinin teslimat yeri bulunuyordu. Oraya park eden araçlar normalde çalışanlara aitti. Bunun ardından büfenin müşteri ve mutfak bölümünün içeriden çekilmiş görüntüleri gösterildi. Bir derin dondurucunun resmine sıra gelince Wa. Yaşar’ın burada çocuklar için dondurma çeşitlerini sakladığını söyledi. Bir kasa ve önceden dışarıda durmakta olan bir para çantasında tanığın anlattığına göre pek çok kağıdın yanında bir kaç banknot bulunuyordu. Yaklaşık 40 resmin ardından dükkanın dış kısmından açık kapıdan iç kısmın göründüğü bir fotoğraf gösterildi. Yerde İsmail Yaşar’ın cesedi görünüyordu. Başka bir resimde Wa.’nın dediğine göre üzerinde kurşun deliği olan bir ızagara görünüyordu. Bir sonraki fotoğrafta ızgaranın yanında duran bir cep telefonu görünüyordu. Arkadaki personel çıkış kapısının görüldüğü bir fotoğrafla devam edildi. Resimde görünen perde yukarı çekilmişti ve aynı şekilde duruyordu. Perdenin altında kapıda bir kurşun izi vardı. Daha sonra kapının dış tarafındaki bir kurşun izini gösteren bir resim gösterildi. Kurşunun kapıyı delip geçtiği belliydi. Sonra Yaşar’ın cesedinin büyük bir kan gölünün ortasındaki bir fotoğrafıyla devam edildi. Yaşar kolları uzanmış halde sırtüstü yatıyordu. Başka bir fotoğrafta yerdeki kan izleri görünüyordu, ceset yana çevrildiğinde kanın bir kısmı silinmişti. Mermilerin bulunduğu yerlerin fotoğrafları ve tamamen boşaltılmış olan mutfağın iki fotoğrafı ile devam edildi. Wa.’nın dediğine göre mermileri aramak üzere bu bölge boşaltılmıştı. Büfede iki mermi bulunmuştu, biri arka kapıdan girmişti, iki tanesi de cesedin üzerinde bulunmuştu. Wa. bunun ardından ince tozların toplandığını söyledi. Bu da bir vakumlama işlemi gerçekleştiği anlamına geliyordu. Bunun yapılmasının sebebi mekanda hala bir “narkotik madde”nin bulunmasıydı. Yaşar’ın evi ve arabasından resimlerle devam edildi. Büfenin yakın çevresi köpekler tarafından aranmıştı, oyun yerinde köpekler havlamıştı. Oyun yerindeki bir merdivenin fotoğrafları gösterildi. Merdiven yerinden çıkarılmış, bunun üzerine köpekler havlamayı kesmişti.. Son olarak ilk önce folyoya sarılmış ver ardından paketi açılmış ve demonte edilmiş döner şişleri gösterildi. Resimler We.’nın dediğine göre iz laboratuarındanlardı. İki tane tamamen paketlenip dondurulmuş döner şişi bulmuşlardı. O zamanlar halen narkotik maddenin varlığından şüphelenildiğinden şişler incelenmişti. Ardından kuş bakışı taslaklar gösterildi. Olay yerinin “gerçek ölçekli” taslağında Yaşar’ın cesedinin kan gölü içindeki fotoğrafı yerleştirilmişti. Dış bölgenin kuş bakışı görüntüsü gösterilirken Wa. dışarıdaki merminin maalesef bulunamadığını söyledi. Müdahil dava avukatlarından biri dışarıdaki güneşlik açık mıydı diye sordu. We.’nin söylediğine göre oraya geldiğinde açıktı, meslektaşları geldiğinde de. Alınan ince tozlarda narkotik bie maddeye rastlanmamıştı. Avukat Elberling mermilerin cinayetlerin seriye dahil olması şüphesiyle Federal Kriminal Dairesi’ne ne zaman yollandığını sordu. Wa. öğlen saatlerinde olduğunu düşünüyordu. Yaklaşık olarak saat 11’de olay yerine gelmişlerdi ve 13’te kurye Federal Kriminal Dairesi’ne doğru yola çıkmıştı bile. We., Elberling’in sorusu üzerine narkotik madde aramasının ertesi gün yapıldığını söyledi.
Sorgunun ardından Federal Savcı Diemer, avukat Kienzle’nin dilekçesiyle ilgili görüş bildridi. Diemer hangi olayların yeniden soruşturulması gerektiğinin belli olmadığını söyledi. Olaylar dosyada kayıtlıydı. Değerlendirmeler yapılabilirdi, ama soruşturulamazdı. Başka müdahil dava avukatlatı da Kienzle’nin dilekçesine katıldılar. Duruşma günü 15:02’de sona erdi.