Bugünkü duruşmaya LKA Berlin’den Landser müzik grubuna açılan davada çalışmış olan bir memur çağrılmıştır. Bu dava kapsamında Jan Werner’e karşı da kovuşturma başlatılmış ve telefonu izlenmektedir. Memur soruların büyük bir kısmına yanıt verir; bazı noktaları ise „artık hatırlamamaktadır.“ Duruşmanın sonunda Ralf Wohlleben’in savunma makamı, bilirkişi Prof. Dr. Leygraf’ın reddedilmesi için sunulan dilekçeyi yüksek sesle okur. Ardından Götzl, müdahil avukatların iki dilekçesinin reddedilme kararlarının nedenini açıklar.
Tanık:
- Michael Th. (Berlin’den bir polis memuru; LKA Berlin aracılığıyla Jan Werner’in izlenmesi hakkında)
Duruşma saat 09:46’da başlar. Götzl: „Burada söz konusu olan Jan Werner’in 1998-2001 tarihleri arasında silahlar, silahların temin edilişi, Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos ile olan diyaloglar meseleleriyle ilişkili olarak LKA Berlin aracılığıyla izlenmesidir. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz? Bu meseleyi nasıl ele aldınız? İçerik anlamında neler anlatabilirsiniz?“ Th.: „Memnuniyetle. Landser müzik gurubuna açılan davayı yürütmek üzere BAW tarafından görevlendirilen EG Rechts’in müdürüydüm. Bize verilen görevi yerine getirdik ve bize isimleri verilen ya da kendilerine isim vermemize izin verilen kişilerin telefonlarını uygun görüldüğü biçimde izledik. Elde edilen bilgilerden hareketle bu kişilere başka kişiler daha eklendi ve biz bu kişileri grubu destekleyenler olarak derecelendirdik ve TÜ’nün (teknik izleme birimi) dilekçeleri BGH tarafından dikkate alındı; biz de buna uygun olarak telefonları dinledik. Değerlendirmeler grubun aktivitelerine hemen yanıt verebilmek anlamında her gün güncellendi.“
Götzl, Jan Werner’i sorar. Th.: “Onu teknik anlamda izlemeye almıştık; ancak hatırladığım pek bir şey yok. Sadece meslektaşlarımın onunla işlerinin çok olduğunu, çünkü Werner’in durmadan mesaj yazdığını hatırlıyorum. Bu konuda oldukça ustaydı. Kurye şoförüydü, yoldayken de bakmadan mesaj yazabilenlerden olsa gerek.“ Götzl: „Söz konusu tutanaklarla ne ölçü de ilgilenebildiniz?“ Th.: „Hiçbir şekilde ilgilenmedim. Belki soruşturmayı yürüten kişi olarak bir ya da ikisini okumuşumdur.“ Götzl: „Meslektaşlarınızın verdiği bilgiler hakkında ne söyleyebilirsiniz?“ Th.: „Werner’e o zamanlar İngiltere’de dinlenen ‚Ran an den Feind‘ adlı yeni CD’nin pazarlanması ve piyasaya sürülmesi görevi verilmişti. Bu işle epey bir uğraştı. Orijinal kayıt basılmak üzere firmaya gönderildi; CD’ler basıldı ve Almanya’ya nakledildi. Daha sonra dağıtım aşamasında ise mümkün mertebe çok sayıda alıcının tespit edilerek CD’lere el koyulması işine giriştik. Bu zor bir işti; çünkü Almanya’nın tamamında yapılmaktaydı. Özellikle Sachsen’dan Jan Werner’i destekleyen kişiler harekete geçmişti. Can alıcı nokta buydu. Daha sonra da bizzat Jan Werner tarafından söz konusu kişinin o olduğu doğrulandı. Kayıtlar için grubun parasını ödeyen ve destekçileri sayesinde CD’leri, broşürleri bastıran ve dağıtan oydu; aynı zamanda tahsilatı yapan da oydu.“
Götzl: İzleme çerçevesinde silahların temin edilmesi bir rol oynadı mı? Th.: „Size dürüstçe söylemek isterim ki biz sadece bu aşırı sağcı müzik grubu ile ilgilendik. Silahların konu edildiğini hatılamıyorum. İzlemeye dair tedbirlerle ilgili başka bir bildirim aldığımızda genelde bunu söz konusu ilgili birime aktardık. Öyle bir durumda Sachsen’da, gruba destek çıkanlarda olduğu gibi birbirinden bağımsız işlemlere başvurulurdu. Gerektiğinde de bu işlemlerin başka bir kanala aktarılması sağlanırdı. Hatırladığım kadarıyla söyleyebileceklerim bu kadar.“
Götzl: „Carsten Szczepanski’nin izlenmesinin bir rolü oldu mu?“ Th.: „Evet, en azından bu ismi hatırlıyorum; ancak TÜ’den mi yoksa başka bir yerden mi hatırladığıma dair bir şey söyleyemem.“ Götzl: „Bilgilerin değerlendirilmesi çerçevesinde Uwe Böhnhardt, Uwe Mundlos isimlerinin bir rolü oldu mu?“ Th.: „Hatırlamıyorum. Bilgiler günlük değerlendiriliyordu ve biri bu günlük raporu tutmakla ve söz konusu o noktaları yazmakla yükümlüydü. Ayrıntıları hatırlayamıyorum. Temelde söz konusu edilen gruptu.“
Götzl: “İzlemede ‘konserlerin hasılatı’nın bir rolü oldu mu?” Th.: „Ben gerçekten de sorguda edinilen bilgi ile kovuşturma sürecinde elde edilen bilgileri ayırt edebilecek durumda değilim; ancak olması muhtemeldir; her zaman üstü kapalı biçimde ifade edilen miktarlar söz konusuydu. Örneğin CD’lerin siparişi, ‘tişörtlerin siparişi” olarak gösteriliyordu. Götzl: „Hasılatın ne için harcandığı konu edinilmiş miydi?“ Th.: „Kendi tecrübemden hareketle bir malumat veremem. O zamanlar pek çok yorumda bulunuluyordu; çünkü söylediğim gibi aleni konuşmalar yapılamıyordu ve insanın olayın bütününden bir şeyler çıkarması gerekiyordu ki üstünden çok zaman geçti, 15 yıl oldu, yanlış şeyler anlatmak istemem.” Wohlleben’nin avukatı Rain Schneiders: „İzlemeler sonucunda Jan Werner’in kayıplara karışan bu üçlüye yardım ettiğine dair bir bilgiye ulaşıldı mı?” Th.: „Bu konuda bir bilgim yok.“ Schneiders: „CD satışlarından ve konserlerden elde edilen paralar, Sachsen’da kaçan kişiler için kullanılmış mıdır?“ Th.: „Buna dair bir şey söyleyemem. Hatırladığım kadarıyla bilinen böyle bir şey yok. Werner’in sorgulanmasında ben de oradaydım;
Schneiders: „Jan Werner’in silah arayışı içinde olduğunu biliyor muydunuz?“ Th.: „Böyle bir şey hatırlamıyorum.“ Schneiders: „Sachsen’a Jan Werner’e, orada bir şeylerin denetimden geçirilmesine dair bilgiler iletildiğinden haberiniz var mı? Th.: „Hayır.“ Schneiders: „Jan Werner için ayrılan para ne kadardı: CD’lerin basımı, broşürler, dağıtım? Bunlar için ne kadar para aldı?” Th.: „Tam olarak hatırlayamıyorum. Sadece müzik grubuna kişi başı 10.000 DM sözü verildiğini biliyorum; sanırım o zamanlar halen DM geçerliydi. Fakat o zamanlar bu parayı almışlar mıydı, bilmiyorum.“
Müdahil avukat von der Behrens: „Araştırma komisyonlarınca ne kadar sıklıkla sorguya çekildiniz?“ Th.: „Bir, hayır iki kez.“ V. d. Behrens: „Hangilerinde?“ Th.: „Sachsen’da.“ V. d. Behrens: „Sorguya hazırlanmak için neler yaptınız?“ Th.: „Hazırlanmam pek mümkün olmadı; şimdi buna dair bir şey söylemek de zor, üstünden çok zaman geçti.“ V. d. Behrens: „Ne zamandı?“ Th. bu sorunun kendisini aştığını söyler. V. d. Behrens: „Orada dosyalara da bakmış mıydınız?“ Th.: „Hatırlamıyorum.“ V. d. Behrens: „Şiz şimdi, oraya dosyaları okumak üzere gidip gitmediğinizi bilmiyor musunuz?“ Th.: „Araştırma komisyonunun üzerinden çok zaman geçti.“ V. d. Behrens: „2002 senesinde LKA Thüringen sizden TKÜ (Telekomunikasyon İzleme)-Veri bankanızdan Böhnhardt, Mundlos, Zschäpe isimlerini göndermenizi rica etti, değil mi?“ Th.: „Hatırlamıyorum.“ V. d. Behrens: „O zaman ben size hatırlatmada bulunayım; üstelik iki dosya kaydını da hatırlatayım; biri Binninger Beyin Federal Meclis Araştırma Komisyonunda 22.04.2013 tarihinde yaptığı bir alıntı, diğeri de Binninger Beyin bir sorusu.“ Hatırlatma: „Thüringenliler Jan Werner’in LKA Berlin tarafından izlendiğini öğrendiler. Bunun üzerine Thüringen,‘Thüringen’den üç kişinin söz konusu’ olduğuna dikkat çekilmesinin ardından iki ay sonra, aranılan bu üç kişinin isimlerini, TÜ’nün içeriğiyle karşılaştırmak üzere Th. Beye bir kez daha bildirdi. LKA’nın geri bildirimde bulunup bulunmadığı açık değil. V. d. Behrens: „Görüldüğü üzere iki kez söz konusu isimlerin aranması gerektiği size iletilmiş.“ Th.: „Üzgünüm, hatırlayamadım.“ Tanık çıkar.
Klemke: „Davayla ilgili bir dilekçem olacaktı. Sanık Wohlleben bilirkişi Prof. Dr. Leygraf’ı tarafsız olamayacağı endişesi ile reddetmektedir. Bilirkişi, 2012 senesinde sanık Schultze’nin gelişim evresinde yaşıtı gençlerle aynı seviyede olup olmadığı ya da söz konusu olayda gençliğe özgü bir suçun mevcut olup olmadığına ilişkin psikiyatrik bir değerlendirmede bulunmuştur. Wohlleben’in savunma makamı, hangi temele dayanarak sanık Carsten Schultze’ye ‚aşırı derecede yabancı düşmanı sloganlar’ atıldığı suçlamasında bulunulduğunu sormuştur. Bilirkişi ne sloganların neler olduğunu tam olarak söyleyebilmiş ne de ne zaman ve nerede kullanıldıklarını açıklayabilmiştir.
Şimdiye değin hiçbir tanık ifadesinde, THS’ye ve NW Jena’ya dahil oldukları düşünülen genç Jenalıların yabancı düşmanı sloganlar attıkları teyit edilmemiştir. Fakat tam da söz konusu bu bilirkişi ona bu suçlamada bulunmuştur. Bu vesileyle bilirkişi, sanığa olan yaklaşımında yeterli derecede nesnel davranmadığını bariz bir şekilde ortaya koymuştur. Bilirkişi bu negatif betimleri THS’ye dahil olduğu düşünülen genç Jenalılar ve sanıkların aşırı derecede sağcı olduğu ve otomatik olarak yabancı düşmanı olduklarına dair bir çıkarıma götürmüştür. Böylece bilirkişi kimi önyargıları ve klişeleri peşinen kabul etmiştir. Bu da sanık Wohlleben’in bilirkişiyi reddetmesi isteğini haklı kılmaktadır.
Götzl müdahil avukatların karşıt görüşlerine ilişkin kararları ilan eder. [Bakınız 286. Duruşma günü] „Gizli yapılan bir danışmanın ardından çıkan karar: Senatonun 30.09.2015 tarihli kararında, Thüringen Eyalet Kriminal Dairesi’nin „Hedef arama 1“ adlı dosyalarının dahil edilmesine ve konu kanıtlanmış olgular söz konusu olduğu sürece kısmen yüksek sesle okunmasına dair dilekçe ile olguların kanıtlanmasının Thomas Starke’nin telefonunun dinlenmesi ile Thomas Starke, Mandy Struck ve Max-Florian Burkhardt’ın 1998 Ağustos’unda dairenin aranılması ve taşınmanın organize edilmesi ile ilgili olarak birbirine SMS’ler yazdıklarının edinilmesine dair dilekçelerin reddedilmiş olmasında bir değişikliğe gidilmeyecektir.
Götzl bir diğer kararı ilan eder:
Senatonun 02.03.2016 tarihli kararında senato dilekçelerde yer alan
- sekiz dosyadan oluşan evrakların, tanık Rainer Görlitz’in 28 Şubat 2013’te Federal Meclis’in Araştırma Komisyonu’ndaki sorgulama ile 1 Temmuz 2015/ 29 Temmuz 2015 tarihlerindeki asıl duruşmadaki sorgulamaya hazırlanması için ve yine aynı şekilde tanık Meyer-Plath’ın 22 Nisan 2015tarihinde Brandenburg İçişleri Bakanlığı’ndaki sorgulamaya hazırlanması için davaya dahil edilmesi ve imzalayan kişilere evraklara bakma yetkisinin verilmesi;
- – tanık Görlitz’in ifadesinden hareketle- buradaki davaya ait olan, muhbir Szczepanski’nin buluşma raporları ve ihbarlarını içeren dört dosyanın daha geçici olarak dahil edilmesi;
- 26 Ocak 1998’den Temmuz 2001’de kimliğinin ifşa edilişine değin tanık Szczepanski’nin buluşma raporlarının ve ihbarlarının dahil edilmesi, talepleri kabul etmemiş ve bu şekilde sonuçlandırmıştır. Duruşma saat 14:08’de sona erer.
NSU-Nebenklage blogunun yorumu için bakınız:
http://www.nsu-nebenklage.de/tr/2016/06/15/15-06-2016/