Davadaki mütalaa süreçleri esnasında duruşma günlerine ait özetleri yayınlayacağız. Bunlarla ilgili söz konusu özet tutanaklara ise daha sonra yer vereceğiz.
NSU davasında 31.7.2017 tarihli 378. duruşma gününün özeti
Federal Savcılığın mütalaasının dördüncü günü
Bugün Federal Yargıtay başsavcısı Jochen Weingarten Federal Savcılık adına mütalaada bulundu. İlk olarak NSU’nun işlediği dokuz ırkçı cinayette kullanılan „Ceska’nın yolu“na kapsamlı şekilde değindi. 45 dakikalık beş bloktan ilk dördünün kapsamlılığı ve detaylılığının nedeni Weingarten’ın belirttiği üzere „delillerin ispatlayıcılığıydı“. Bu delillerin şüphesiz açıklanmaları gerekiyordu, çünkü sanık Wohlleben’in savunması halen katı ve değişmez şekilde, silahın Çek üreticisinden İsviçre’deki „Schäfli & Zbinden“ silah dükkanı ve beş ara durak üzerinden sanıklar Carsten Schultze ve Ralf Wohlleben’e ulaşmış olduğunun hiçbir şekilde kanıtlanamaz olduğunu iddia ediyor. Yani bu konu dokuz cinayete yardım ve yataklıkla suçlanan Schultze ve Wohlleben’e yönelik suçlamalar ve verilecek kararla ilgili en büyük önemi taşıyor.
Weingarten iki sanığa karşı ipuçlarına dayalı suç ispatında konunun gerektirdiği şekilde ayrıntılı ve titiz bir şekilde bulundu. „Ceska 83“ silahı Çek firma Luxik tarafından üretilmiş ve kendisine uyan belli bir şarjdaki susturucuyla İsviçreli silah dükkanına satılmıştı. Sanıklar Ceska’yı İsviçre’de gerekli olduğu üzere bir silah ruhsatı göstererek belli bir süreliğine kendisi de sanık olan Anton Ge.’ye yollamışlardı. Ancak Ge. sadece başka bir aracının, Hans-Ulrich Mü.’nün maşasıydı. Mü. silahı Almanya’ya satmak istiyordu, çünkü Ge.’nin anlattığına göre Almanya’da silah erişiminin „belli çevreler“ için zor olduğuu düşünüyordu. Mü. silahı duruşmada tanık olarak dinlenmiş olan arkadaşı Enrico Theile’ye iletmişti. O da silahı yine tanık olarak ifade vermiş olan Jenalı Jürgen Länger’e ulaştırmıştı. Sanık Carsten Schultze’nin ifadelerinde itiraf ettiği üzere susturuculu bir silah sipariş etmiş olduğu Jena’daki Nazi dükkanı „Madley“in çalışanı Andreas Schultz, Länger’e ulaşmıştı. Schultze siparişi sanık Wohlleben’in teşviki ve parasıyla vermişti, silahı talep edenlerse yeraltında yaşayan Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt’tı. Weingarten silah satışına dahil olan herkesin sorguları ve açıklamalarından „Ceska’nın yolu“ ile ilgili delillerin gerçekten de „ispatlayıcı“ ve tutarlı oldukları sonucunu çıkardı. Weingarten’a göre İsviçre’deki dükkanın silah satış defterinden bulunan silahın Frühlingsstraße’deki inşaat enkazında bulunan silahın aynısı olduğu konusunda bir şüphe yoktu; Wohlleben’in savunmasının ısrar ettiği üzere silah defterine yapılan girişin yanlış olabileceğine yönelik bir delil yoktu ve bu nedene Federal Savcılığı cinayet silahıyla özdeşlik konusunda şüphesi yoktu.
Dükkan çalışanı Andreas Schultz, Weingarten’ın vurguladığı üzere, Schultze ve Wohlleben açısından bu ceza davasının çok merkezi bir tanığıydı; dokuz cinayete yardım ve yataklık suçlamasına „maruz kalmak zorunda kalmadan“ Ceska’nın izlediği eksiksiz yola şahitlik eden üç muhatap kişiden biriydi. Andreas Schultz birkaç beyaz yalanın ardından silahı Jürgen Länger’den 2000 avroya satın alıp 2500 avroya Schultze’ye sattığını itiraf etmişti – üstelik „tam da bir tetikçinin klişe enstrümanı olarak“ görülebilecek bir susturucuyla birlikte. Wohlleben parayı NSU’nun kendisine emanet ettiği 10.000 Alman Markından ödemişti. Müdahil avukatlar Hoffmann ve Elberling bloglarında, Federal Savcılığın bu noktada „ o zamanlar hala „Döner cinayetleri“ denen cinayet serisinin soruşturma makamlarını korumaya çalıştığına“ dikkat çektiler: “Susturuculu bir silah, organize genel suçlara yönelik adeta klişe bir işaretti. Soruşturmalar bu nedenle böyle bir yön almıştı.“ İki müdahil avukata göre Federal Savcılık bir kez daha kurumsal ırkçılık konusunu örtbas etmeye çalıştı.
Weingarten bunun ardından kendini ayrıntılı ve adeta aşırılı coşkulu bir şekilde sanık Carsten Schultze’ye, onun ifade verme niyetine ve inanılırlığına adadı: „Federal Savcılık Schultze’nin NSU cinayetlerinin, kendi suç ortaklığının ve başkalarının ortaklığının kayıtsız şartsız aydınlatılmasıyla, tamamen derinden bir pişmanlık ve haksızlığı telafi etmek motivasyonuyla ilgilendiğini şüphe duymadan kabul ediyor.“ Schultze’nin çıkarlarının peşinde olduğuna veya aşırı duygusal şekilde davrandığına yönelik bir dayanak mevcut değildi: Weingarten’a göre Schultze’nin tek motivasyonu gerçeğin ortaya çıkmasıydı. En başından bu yana kendi iradesiyle tutuklama emriyle kendisine yöneltilen suçlamalardan fazlasını itiraf etmişti ve orada bulunan herkesi ve sorgulamalara katılanları susturucu detayıyla tabiri caizse şaşırtmış ve mahkemedekilere 1999 yılında Nürnberg’de gerçekleşen el feneri saldırısını hatırlatmıştı.
Schultze’nin ifadelerinin Wohlleben’in, aracı Andreas Schultz’un ve Zschäpe’nin ifadeleriyle karşılaştırılması Weingarten’a göre bu ifadelerin silah satışının seyri konusunda örtüştüklerini gösteriyordu. Ve -sanık Schultze’nin açıklamalarının aksine- Federal Savcılık Böhnhardt ve Mundlos’un başından bu yana ve açık şekilde bir susturucu sipariş etmiş olduklarından ve Schultze’ye bu isteği telefon aracılığıyla ilettiklerinden emindi. Nihayetinde susturucu NSU’nun koyduğu hedefe, yani Almanya’da yaşayan yabancıların kimin tarafından gerçekleştirildiği bilinmese de bir cinayet serisi olduğu anlaşılacak şekilde öldürülmesi hedefine uygun düşüyordu. Bu şekilde şüphe başkalarına yöneltilecekti ve Almanya’da yaşayan yabancıların korkutulması ve ülkeden kovulması hedeflerine ulaşılacaktı.
Yaz tatilinden önceki son duruşma gününde Weingarten Schultze ve Wohlleben’in ifadeleriyle ilgilenecek. Yaz tatilinin ardından Eylül ayı başında sıra sanıklar André Eminger ve Holger Gerlach’a gelecek.
NSU-Nebenklage blogunun değerlendirmesi: http://www.nsu-nebenklage.de/tr/2017/08/01/31-07-2017/