Münih polisinin Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) örgütü kurbanı Habil Kılıç‚ı anmak ve NSU hakkında araştırma yapmak için Kılıç’ın katledildiği Bad-Schachener-Straße’ye gelen bir gruba karşı sergilediği kötü muameleyi kınıyoruz.
Habil Kılıç anması (2013). Foto: Robert Andreasch
Basın açıklamamızı Almanca da okuyabilirsiniz.
Münih polisi geçtiğimiz Çarşamba günü (11 Mayıs 2016) NSU örgütü kurbanlarından Habil Kılıç’ı anmak ve orada araştırma yapmak için gelen bir grubu zorla olay yerinden uzaklaştırmıştır. Rosa Luxemburg Vakfı’nın burslu öğrencileri geçen haftaki NSU Ceza Davasını izlemek için Münih’e gelmiş, davayı izleyip konu ile ilgili ziyaretlerde bulunmuştur. „Urteile“ yani „Yargılar“ adlı oyunun sergilendiği Residenztheather ve NSU-Watch inisiyatifini Münih’te ziyaret eden grup, Çarşamba günü NSU davasını izledikten sonra Bad-Schachener-Straße’ye doğru gitmiş, 29 Ağustos 2001’de henüz 38 yaşındayken hayatını kaybeden Habil Kılıç’ı katledildiği yerde anmak istemiştir. Gruptan bir kişinin fotoğraf çektiği sırada, yan tarafta yer alan polis merkezinden iki sivil polis gruba doğru yaklaşmış ve kötü ve ayrımcı bir muameleyle gruptakileri kontrol etmiştir.
Olay yerine başka polis memurları da gelmiş ve beş kişilik gruptan ikisini zorla polis merkezine götürerek orada yarım saatten fazla alıkoymuştur. Irkçı bir terör örgütünce katledilmiş bir insanı anmak için olay yerine gelmiş olan araştırmacılara polisler aşağılayıcı bir şekilde davranmıştır. Neden polis merkezine getirildiklerini anlamaya çalışan gruba polisler öncesinde herhangi bir açıklamada bulunmayıp kimliklerini göstermeyi reddetmiştir. Alıkonulan kişilerin tekrarlaması üzerine polisler görev kimliklerini göstermiş ve alıkoyma nedeni olarak da casusluk şüphesini dile getirmişlerdir. Fotoğraf çeken kişinin de çektiği fotoğrafları silmeye zorlamışlardır.
Yaşanan bu olay NSU suçları ile birlikte düşünüldüğünde yine bir skandaldır. Polisin muamelesi tıpkı önceden olduğu gibi yine kişiliği zedeleyici, saygıdan uzak ve otoriterdir. Özellikle „Alman olmayan“ ve „solcu“ olarak görülen, haklarını bilen ve arayan vatandaşlar, görünüşe bakılırsa her zaman ve durumda polis müdahalesini ve kabul edilemez muamelesini hesaba katmak durumundadır. Oysaki NSU’nun bir insanı katlettiği yerin hemen yakınındaki polis merkezinde görev yapan polislerden daha fazla tarih bilincinin arzulanması gerekirken, oradan geçen ve ilgi gösteren kişilere karşı da makul bir davranış sergilemeleri beklenmektedir.
NSU-Watch inisiyatifinden Ulli Jentsch bu durumu şöyle eleştiriyor: „Polis merkezindeki yetkililer bu olayı açıklığa kavuşturmalıdır ve polis memurlarının ölçüsüz davranışları için olayın mağdurlarından özür dilenmesi gerekmektedir. Polisin misafirlerimize ve arkadaşlarımıza yönelik insan onuruna yakışmayan bu muamelesi karşısında da son derece öfkeliyiz.“
Olayın mağduru olan araştırmacı gruptan bir katılımcı da şöyle ifade etmiştir: „Bu, polisin keyfi bir davranışıdır ve en ürkütücü yanı da budur. Oysaki, Bad-Schachener-Straße Münih’te polis pratiğinin sergilenmesinde bir işaret olmalıydı. Olay yerinin yanındaki binada görev yapan bir polis memurunun, Habil Kılıç cinayetinin orada gerçekleştiğinden bile habersiz olması karşısında ise nutkum tutuldu.“
Berlin ve Münih, 14 Mayıs 2016
Çeviren ve derleyen: Özge Pınar Sarp (NSU-Watch)
